Beykozlu
New member
Trabzonspor Teknik Yöneticisi Abdullah Avcı, toplumsal medya hesabından paylaşım yaptı.
Avcı yaptığı paylaşımda, “Unutmayın. Biz ılık bir bahar rüzgarı olmak için gelmedik. Fırtına olup esmek için geldik.” sözlerini kullandı.
İşte Abdullah Avcı’nın paylaşımının tamamı:
“Trabzonspor’a geldiğim birinci gün, en çok istediğim şey, şampiyon olmaktı. Bu kentin de, bu kulübün de buna muhtaçlığı vardı. Bütün planlarımızı bu amaç üzerine kurduk. Uzun bir bekleyişten daha sonra ligi domine ederek gelen şampiyonluk, hepimizi memnun etti, coşkuyla kutlandı ve tarihteki yerini aldı.
“GEÇMİŞLE ÖVÜNMEK VAKİT KAYBIDIR”
Beni tanıyanlar bilir. Geçmişle övünmek vakit kaybıdır derim. Geçmişte kazandıklarımızı geleceğimize nasıl taşırız derseniz, işte bunu daha epey önemserim. Her dönem sonu, her ekipte birtakım değişiklikler olur. Bizde de oldu. Fakat bizdeki değişiklikler, geleceğin Trabzonspor’unu şekillendirmek için oldu. Bir daha sonraki dönemi değil, ekibin geleceğini düşünerek oldu. Dönemin birinci 10 haftasını değil, tamamını hedefleyerek oldu. Uzun yıllar daha sonra 1 kere şampiyon olmayı değil, her sene dorukta olmayı planlayarak oldu.
Önce zihinlerde, daha sonra alanda, ebediyen tepede kalacak, kalıcı bir şampiyonluk kültürü yaratmak için oldu.
“ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ”
Ben ve grubum, elbet sayın liderimize ve idare şurası üyelerimize (ve kalbimde epeyce özel bir yeri olduğu için ismini söylemeden geçemem – Ertuğrul Doğan başkanımıza) hayli şey borçluyuz. Büyük fedakarlık gösterdiler. Geçen dönem uzunluğu olduğu üzere, sabretmesi hiç de kolay olmayan bu sancılı dönüşüm sürecinde de bize inandılar. Trabzonspor’un bir daha şekillenme hayaline takviye verdiler. Kendilerine, ve bu dönüşüm sürecini şuurla ve aklı selim ile fark eden, destekleyen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Twitter hesabımı açtığım günden itibaren buraya bıraktığınız her kelimeyi önemsiyorum. Ben ve takımım yazdıklarınızı okuyoruz. Bu kadroya olan sevginize, desteğinize, yapan tenkitlerinize büyük hürmet duyduğum için, ve içinizde oyunu okuma yeteneği yüksek, bilinçili bir zümre olduğu için, bu mektubu birinci sefer ve yalnızca buradan paylaşıyorum.
“BUGÜN VARIM YARIN YOKUM”
Ben bir profesyonelim. Bugün varım, yarın yokum. Her vakit her şeyi bildiğimi de tez etmiyorum. Ancak şunu biliyorum; Geleceğin Trabzonspor’u inşa ediliyor. (İyi niyetli olmayanlar, bu cümleye bakıp ekibin yaş ortalamasından bahsedebilir. Lakin siz her demecimi takip edenler, ne demek istediğimin farkındasınız) Bir bütün olarak bunu ne kadar süratli fark eder, grubunuza kayıtsız koşulsuz takviye olursanız, bu düş o kadar süratli gerçekleşecek.
İşte bu yüzden kimi şeyleri aracısız, kesintisiz, en yalın haliyle duyun, problemlere dışarıdan değil içeriden bakın, bakış açınızı ve kalbinizi genişletin, bu gruba, oyuncularına, idaresine, hedeflediklerine kayıtsız kuralsız inancın istiyorum.
“BAHAR RÜZGARI OLMAK İÇİN GELMEDİK”
Unutmayın. Biz ılık bir bahar rüzgarı olmak için gelmedik. Fırtına olup esmek için geldik. Bu ekibe, bu toprağın çocuklarına, ailemizin her yeni evladına, anlık sonuçlara yenilmeden, bir bütün olarak inancın, eskisinden daha epeyce inanın ve bunu onlara hissettirin.
Son olarak… Kasım ayına az kaldı. Sevgilerimle.”
Avcı yaptığı paylaşımda, “Unutmayın. Biz ılık bir bahar rüzgarı olmak için gelmedik. Fırtına olup esmek için geldik.” sözlerini kullandı.
İşte Abdullah Avcı’nın paylaşımının tamamı:
“Trabzonspor’a geldiğim birinci gün, en çok istediğim şey, şampiyon olmaktı. Bu kentin de, bu kulübün de buna muhtaçlığı vardı. Bütün planlarımızı bu amaç üzerine kurduk. Uzun bir bekleyişten daha sonra ligi domine ederek gelen şampiyonluk, hepimizi memnun etti, coşkuyla kutlandı ve tarihteki yerini aldı.
“GEÇMİŞLE ÖVÜNMEK VAKİT KAYBIDIR”
Beni tanıyanlar bilir. Geçmişle övünmek vakit kaybıdır derim. Geçmişte kazandıklarımızı geleceğimize nasıl taşırız derseniz, işte bunu daha epey önemserim. Her dönem sonu, her ekipte birtakım değişiklikler olur. Bizde de oldu. Fakat bizdeki değişiklikler, geleceğin Trabzonspor’unu şekillendirmek için oldu. Bir daha sonraki dönemi değil, ekibin geleceğini düşünerek oldu. Dönemin birinci 10 haftasını değil, tamamını hedefleyerek oldu. Uzun yıllar daha sonra 1 kere şampiyon olmayı değil, her sene dorukta olmayı planlayarak oldu.
Önce zihinlerde, daha sonra alanda, ebediyen tepede kalacak, kalıcı bir şampiyonluk kültürü yaratmak için oldu.
“ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ”
Ben ve grubum, elbet sayın liderimize ve idare şurası üyelerimize (ve kalbimde epeyce özel bir yeri olduğu için ismini söylemeden geçemem – Ertuğrul Doğan başkanımıza) hayli şey borçluyuz. Büyük fedakarlık gösterdiler. Geçen dönem uzunluğu olduğu üzere, sabretmesi hiç de kolay olmayan bu sancılı dönüşüm sürecinde de bize inandılar. Trabzonspor’un bir daha şekillenme hayaline takviye verdiler. Kendilerine, ve bu dönüşüm sürecini şuurla ve aklı selim ile fark eden, destekleyen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Twitter hesabımı açtığım günden itibaren buraya bıraktığınız her kelimeyi önemsiyorum. Ben ve takımım yazdıklarınızı okuyoruz. Bu kadroya olan sevginize, desteğinize, yapan tenkitlerinize büyük hürmet duyduğum için, ve içinizde oyunu okuma yeteneği yüksek, bilinçili bir zümre olduğu için, bu mektubu birinci sefer ve yalnızca buradan paylaşıyorum.
“BUGÜN VARIM YARIN YOKUM”
Ben bir profesyonelim. Bugün varım, yarın yokum. Her vakit her şeyi bildiğimi de tez etmiyorum. Ancak şunu biliyorum; Geleceğin Trabzonspor’u inşa ediliyor. (İyi niyetli olmayanlar, bu cümleye bakıp ekibin yaş ortalamasından bahsedebilir. Lakin siz her demecimi takip edenler, ne demek istediğimin farkındasınız) Bir bütün olarak bunu ne kadar süratli fark eder, grubunuza kayıtsız koşulsuz takviye olursanız, bu düş o kadar süratli gerçekleşecek.
İşte bu yüzden kimi şeyleri aracısız, kesintisiz, en yalın haliyle duyun, problemlere dışarıdan değil içeriden bakın, bakış açınızı ve kalbinizi genişletin, bu gruba, oyuncularına, idaresine, hedeflediklerine kayıtsız kuralsız inancın istiyorum.
“BAHAR RÜZGARI OLMAK İÇİN GELMEDİK”
Unutmayın. Biz ılık bir bahar rüzgarı olmak için gelmedik. Fırtına olup esmek için geldik. Bu ekibe, bu toprağın çocuklarına, ailemizin her yeni evladına, anlık sonuçlara yenilmeden, bir bütün olarak inancın, eskisinden daha epeyce inanın ve bunu onlara hissettirin.
Son olarak… Kasım ayına az kaldı. Sevgilerimle.”