Adet öncesi (premenstrüel) disfori bozukluğu

Esenyurtlu

Global Mod
Global Mod
Adet öncesi (premenstrüel) disforik bozukluk, adet öncesi (premenstrüel) sendromun daha şiddetli olduğu bir tablodur (Doruk vd, 2009). Adet periyodundan bir hafta evvel bariz depresif ruh hali, anksiyete ve ilgi azalması ile karakterizedir (Gönül, Müderris,1995).

Adet öncesi (premenstrüel) disfori bozukluğu DSm-5 teşhis kriterlerine değinecek olursak da, A ölçütü Evvelki yılın adet döngülerinin birçoklarında, adettilk evvelki hafta B ve C ölçütlerinde belirtilen en az beş belirti bulunmalıdır. Adetin başladığı birkaç gün devam eder, adet bitiminden daha sonraki hafta belirtiler fazlaca azalır. B ölçütlerinden olan duygusal değişiklik, dert, çökkün his durum, ümitsizlik ya da kendini aşağılayan fikirler ve huzursuzluk belirtilerinden en az biri bulunmalıdır. C ölçütlerinden olan her zamanki etkinliklere ilgi kaybı, gücün azalması, odaklanamama, iştah değişiklikleri, düşünceli olma durumu ve fizikî belirtilerden en az biri bulunmalıdır.

Belirtiler, besbelli bir düşünceye ve fonksiyonellikte bozulmalara niye olur. Öteki bir duygudurum, anksiyete bozukluğu ya da kişilik bozukluğu üzere bozuklarla daha düzgün açıklanamaz. Teşhis koyabilmek için iki adet döngüsü boyunca belirtiler bulunmalıdır (Kring ve Johnson,2017).

Premenstrüel disforik bozukluğun fizyolojik belirtileri olarak şişkinlik, baş ağrısı, halsizlik ve iştah değişimi sayılabilirken; ruhsal belitiler olarak ise depresif ruh hali, irritabilite, gerginlik ve duygusal karmaşa sayılabilmektedir(Yıldız vd, 2021).

Farklı usuller kullanılarak yapılan epidemiyolojik çalışmalarda Adet öncesi (premenstrüel) disforik bozukluk görülme sıklığı %2 ile %10 içindedır (Türkçapar ve Türkçapar, 2011).

Adet öncesi (premenstrüel) disforik bozukluk belirti sıklığı şöyledir. Ümitsizlik, depresif duygudurum, kendini suçlama %90, His değişikliği %89, Öfke %81, Kolay yorulma ve fizikî yakınma %78, Anksiyete %67, İlgi kaybı %63 olarak görülmektedir (Türkçapar ve Türkçapar, 2011)

Adet öncesi (premestrüel) disforik bozukluk için risk faktörlerleri olarak depresyon, gerilim, anksiyete, yaşanılan travmatik olaylar, aile hikayesinde premenstrüel sendrom bulunması sayılabilir (Türkçapar ve Türkçapar,2011)

Adet öncesi (premestrüel) disforik bozukluğun etyolojisinde hormanal değişimler, genetik faktörler ve psikososyal olaylar tesirlidir.

Etkili nörotransmitler serotonin ve gabadır. Serotonin, ortaya çıkmasında en tesirli nörotransmittir. Premenstrüel disforik bozukluğu olan hastaların kanında seratonin seviyesi azalır, serotonarjik aktivite azalır (Türkçapar ve Türkçapar, 2011).Premenstrüel disforik bozukluğu olan hastalarda gaba seviyesi düşmektedir. Bu durum anksiyete ve depresyon belirtilerine sebep olmaktadır (Yıldız vd, 2021).

Adet öncesi (premestrüel) disforik bozukluğun ortaya çıkmasında rol alan psikososyal olaylar olarak; gerilim, külfetli ruh halinin niçininin adet döngüsüne bağlanması, olumsuz hayat olayları ve bağ meseleleri sayılabilir (Türkçapar ve Türkçapar 2011).

Tedavisinde, ilaçlar, gerilimin azaltılması, bilişsel davranışçı terapi ve Psikoeğitim tesirli olmaktadır. Adet öncesi (premestrüel) disforik bozuklukluğun tedavisinde, farmakolojik tedaviler ve bilişsel davranışçı terapiler tesirlidir. yavaşça seyreden olaylarda ömür şeklini düzenleme ve psikoeğitim kâfi olurken, daha şiddetli seyreden olaylarda farmakolojik tedavi ve bilişsel daranışçı terapi alınmalıdır (Türkçapar ve Türkçapar, 2011). Seratonin ve gaba üzerinde tesirli farmakolojik tedavilerin premenstrüel disforik bozuklukta yararlı olabilmektedir (Gönül ve Müderris, 1995).

Uzman Klinik Psikolog Damla KANKAYA SÜNTEROĞLU

Yazan: Psikolog Ezgi ŞAHİN

Okumaya devam et...
 
Üst