İSTANBUL (İGFA) – “Geleceğe Hazır Bir Mesleksel Eğitim ve Öğretim Sistemi İnşa Etmek: Türkiye’de Mesleksel Eğitim ve Öğretim Islahatlarının Tecrübelerini Öğrenmek” temalı tepe, İstanbul’da gerçekleştirildi.
Milli Eğitim Bakanlığı konut sahipliğinde, OECD ve Avrupa Eğitim Vakfı iş birliği ile İSO Meclis Salonu’nda düzenlenen tepede konuşan Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, her ülkenin en kalıcı sermayesinin beşeri sermaye olduğuna dikkati çekerek, en değerli enstrümanın da eğitim olduğunu söylemiş oldu.
Türkiye’nin eğitimde kitlesel bir dönüşüme sahne olduğunu bildiren Bakan Özer, son 20 yılda 81 vilayette ve tüm ilçelerde, hiç bir bölge ayrımı yapılmaksızın Türkiye’nin her noktasına orijinal okullar ve derslikler inşa edilerek beşeri sermayenin eğitimle buluşması için bir seferberlik gerçekleştirildiğini vurguladı. Bakan Özer, bu sürecin sayılara da yansıdığını belirterek “2000’li senelerda beş yaşta, yani okul öncesindeki okullaşma oranı yalnızca yüzde 11 idi. Bugün yüzde 98. ilkokuldaki okullaşma oranı bugün yüzde 99.63’e, yani yüzde 100’e ulaştı. Ortaokulda yüzde 99.44’e ulaştı. Bilhassa 4+4+4 reformundan daha sonra, ortaöğretimdeki okullaşma oranlarında devasa bir artış oldu. 2000’li senelerda ortaöğretimde yani liselerdeki okullaşma oranı yüzde 44 iken bugün yüzde 95’e ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14’lerden yüzde 48’lere ulaştı. Yani son yirmi yıl, eğitimde kitleselleşme evresinin gerçekleştiği bir periyoda tekabül etmekte” diye konuştu.
“TÜRKİYE BİRİNCİ SEFER MESLEKSEL EĞİTİME MEMLEKETLER ARASI ÖĞRENCİ ALMAYA BAŞLADI”
Türkiye’de mesleksel eğitim merkezlerinin genç işsizliği azaltmada epeyce değerli bir potansiyel olma fonksiyonu gördüğünü bildiren Bakan Özer, “Bu kritik dönemeçte tüm dünyada ekonomik sarsıntılar ve tedarik zincirlerinde sorunlar yaşanırken Ulusal Eğitim Bakanlığı ve hükûmetimiz epeyce süratli bir biçimde bu sürece müdahil olarak fazlaca kıymetli bir aralığın alınmasını sağladı.” dedi.
Özer, “O 1 milyon 108 binlik öğrenci çırak-kalfa portföyüne baktığımız vakit bunun yüzde 55’inin 18 yaş üzeri olduğunu görüyoruz. İşte bu, aslında Türkiye’de genç işsizliği azaltmayla ilgili ne kadar değerli bir potansiyel olduğunu hepimize gösteriyor.” diye konuştu. Bu süreçte en kritik ataklardan birinin de bayan istihdamıyla ilgili olduğunu vurgulayan Özer, bayanların bu süreçte mesleksel eğitimle buluşma fırsatı bulduğunu söylemiş oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı konut sahipliğinde, OECD ve Avrupa Eğitim Vakfı iş birliği ile İSO Meclis Salonu’nda düzenlenen tepede konuşan Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, her ülkenin en kalıcı sermayesinin beşeri sermaye olduğuna dikkati çekerek, en değerli enstrümanın da eğitim olduğunu söylemiş oldu.
Türkiye’nin eğitimde kitlesel bir dönüşüme sahne olduğunu bildiren Bakan Özer, son 20 yılda 81 vilayette ve tüm ilçelerde, hiç bir bölge ayrımı yapılmaksızın Türkiye’nin her noktasına orijinal okullar ve derslikler inşa edilerek beşeri sermayenin eğitimle buluşması için bir seferberlik gerçekleştirildiğini vurguladı. Bakan Özer, bu sürecin sayılara da yansıdığını belirterek “2000’li senelerda beş yaşta, yani okul öncesindeki okullaşma oranı yalnızca yüzde 11 idi. Bugün yüzde 98. ilkokuldaki okullaşma oranı bugün yüzde 99.63’e, yani yüzde 100’e ulaştı. Ortaokulda yüzde 99.44’e ulaştı. Bilhassa 4+4+4 reformundan daha sonra, ortaöğretimdeki okullaşma oranlarında devasa bir artış oldu. 2000’li senelerda ortaöğretimde yani liselerdeki okullaşma oranı yüzde 44 iken bugün yüzde 95’e ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14’lerden yüzde 48’lere ulaştı. Yani son yirmi yıl, eğitimde kitleselleşme evresinin gerçekleştiği bir periyoda tekabül etmekte” diye konuştu.
“TÜRKİYE BİRİNCİ SEFER MESLEKSEL EĞİTİME MEMLEKETLER ARASI ÖĞRENCİ ALMAYA BAŞLADI”
Türkiye’de mesleksel eğitim merkezlerinin genç işsizliği azaltmada epeyce değerli bir potansiyel olma fonksiyonu gördüğünü bildiren Bakan Özer, “Bu kritik dönemeçte tüm dünyada ekonomik sarsıntılar ve tedarik zincirlerinde sorunlar yaşanırken Ulusal Eğitim Bakanlığı ve hükûmetimiz epeyce süratli bir biçimde bu sürece müdahil olarak fazlaca kıymetli bir aralığın alınmasını sağladı.” dedi.
Özer, “O 1 milyon 108 binlik öğrenci çırak-kalfa portföyüne baktığımız vakit bunun yüzde 55’inin 18 yaş üzeri olduğunu görüyoruz. İşte bu, aslında Türkiye’de genç işsizliği azaltmayla ilgili ne kadar değerli bir potansiyel olduğunu hepimize gösteriyor.” diye konuştu. Bu süreçte en kritik ataklardan birinin de bayan istihdamıyla ilgili olduğunu vurgulayan Özer, bayanların bu süreçte mesleksel eğitimle buluşma fırsatı bulduğunu söylemiş oldu.