ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Milletlerarası Ombudsmanlık Konferansı’nda konuştu.
Başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği teklifine de değinen Cumhurbaşkanı “Meclis vazifesini yerine getirmezse son sonucu milletimizin kendisi verecektir” dedi.
Türkiye’de de 20 yıldır gerçekleştirdikleri sessiz ihtilallerle her kesitten vatandaşın temel insan haklarıyla ilgili taleplerini yerine getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayanların başörtüsü ve aile kurumuyla ilgili bir Anayasa değişikliği teklifini meclise sunduklarını kaydetti.
Erdoğan, bahisle ilgili Meclis’in gerekli adımı atmasını beklediğini belirtirken, “Meclis bakılırsavini yerine getirmezse son sonucu milletimizin kendisi verecektir” diye konuştu.
Bu ortada Afganistan’da son devirde bilhassa başörtülü kızların üniversitelerde, okullarda okutulmasını engelleme anlayışını biz gayriinsanî bulduklarını söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir sefer bizim dinimizde bu biçimde bir şey yok. Bu kızlar buralarda eğitim öğretimini almalıdır. Onlara mani bir şeyi kimse bize İslam’la tanımlamasın, anlatmasın. İslam bu biçimde bir şeyi kabul etmiyor, tam bilakis ‘Beşikten mezara kadar ilmi tahsil ediniz.’ diyen bir dinin mensuplarıyız. bu biçimde bir şeyi yapamazsınız. Gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek bizler bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Hak ve özgürlükleri daha da genişletme irademizin sembolü olan bu düzenlemeyle bilhassa acı anılarımızın olduğu kılık kıyafet sıkıntısını kesin ve kalıcı bir tahlile kavuşturmayı hedefliyoruz. Türk demokrasisinin olgunluk düzeyini de gösterecek bu kıymetli teklif konusunda Meclisimizin gerekli adımı atacağına yürekten inanıyorum. Şayet Meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse şüphesiz son kelamı ulusal irade söyleyecek, son sonucu milletimizin bizatihi kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiç bir milletvekilimizin sorumluluktan kaçarak bu biçimde ağır bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum. Türkiye Yüzyılı’na demokrasi ve kalkınma eksiklerimizi tamamlamış, hayli daha büyük gayelere yönelmiş olarak kuvvetli bir başlangıç yapmakta kararlıyız” diye konuştu.
Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenirken “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturunu prensip edindiklerine, hazırladıkları her programı, hayata geçirdikleri her düzenleme ve projeyi bu unsur rehberliğinde planladıklarına, uyguladıklarına ve neticelendirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu biçimdece ülkedeki tüm vatandaşlara eşit davranan, farklılıkları zenginlik olarak nazarann, kuşatıcı, özgürlükçü bir devlet anlayışını hâkim kıldıklarını söylemiş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz de milletimiz de temel hak ve hürriyetlerin önümüzdeki sembol kavramı demokrasiyi Türkiye’ye fazlaca nazarannlere yanıtını, 15 Temmuz’da canını ortaya koyarak, istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak vermiştir.” dedi.
Başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği teklifine de değinen Cumhurbaşkanı “Meclis vazifesini yerine getirmezse son sonucu milletimizin kendisi verecektir” dedi.
Türkiye’de de 20 yıldır gerçekleştirdikleri sessiz ihtilallerle her kesitten vatandaşın temel insan haklarıyla ilgili taleplerini yerine getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayanların başörtüsü ve aile kurumuyla ilgili bir Anayasa değişikliği teklifini meclise sunduklarını kaydetti.
Erdoğan, bahisle ilgili Meclis’in gerekli adımı atmasını beklediğini belirtirken, “Meclis bakılırsavini yerine getirmezse son sonucu milletimizin kendisi verecektir” diye konuştu.
Bu ortada Afganistan’da son devirde bilhassa başörtülü kızların üniversitelerde, okullarda okutulmasını engelleme anlayışını biz gayriinsanî bulduklarını söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir sefer bizim dinimizde bu biçimde bir şey yok. Bu kızlar buralarda eğitim öğretimini almalıdır. Onlara mani bir şeyi kimse bize İslam’la tanımlamasın, anlatmasın. İslam bu biçimde bir şeyi kabul etmiyor, tam bilakis ‘Beşikten mezara kadar ilmi tahsil ediniz.’ diyen bir dinin mensuplarıyız. bu biçimde bir şeyi yapamazsınız. Gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek bizler bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Hak ve özgürlükleri daha da genişletme irademizin sembolü olan bu düzenlemeyle bilhassa acı anılarımızın olduğu kılık kıyafet sıkıntısını kesin ve kalıcı bir tahlile kavuşturmayı hedefliyoruz. Türk demokrasisinin olgunluk düzeyini de gösterecek bu kıymetli teklif konusunda Meclisimizin gerekli adımı atacağına yürekten inanıyorum. Şayet Meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse şüphesiz son kelamı ulusal irade söyleyecek, son sonucu milletimizin bizatihi kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiç bir milletvekilimizin sorumluluktan kaçarak bu biçimde ağır bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum. Türkiye Yüzyılı’na demokrasi ve kalkınma eksiklerimizi tamamlamış, hayli daha büyük gayelere yönelmiş olarak kuvvetli bir başlangıç yapmakta kararlıyız” diye konuştu.
Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenirken “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturunu prensip edindiklerine, hazırladıkları her programı, hayata geçirdikleri her düzenleme ve projeyi bu unsur rehberliğinde planladıklarına, uyguladıklarına ve neticelendirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu biçimdece ülkedeki tüm vatandaşlara eşit davranan, farklılıkları zenginlik olarak nazarann, kuşatıcı, özgürlükçü bir devlet anlayışını hâkim kıldıklarını söylemiş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz de milletimiz de temel hak ve hürriyetlerin önümüzdeki sembol kavramı demokrasiyi Türkiye’ye fazlaca nazarannlere yanıtını, 15 Temmuz’da canını ortaya koyarak, istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak vermiştir.” dedi.