Mehmet UZEL (NEVŞEHİR İGFA)
Medya Platformu tarafınca İçişleri Bakanlığı ve İrtibat Başkanlığı’nın yanı sıra Nevşehir Valiliği ve Nevşehir Belediyesi’nin takviyeleriyle düzenlenen “1. Milletlerarası Evlat Nöbeti: Diyarbakır Anneleri Kongresi” başladı. Düzenlenecek oturumlarla yeni toplumsal hareket, duygusal emek, medya sosyolojisi, aidiyet ve inanç, protest duruş, bayan direnişi başlıkları ele alınacak. Kongrede bununla birlikte PKK’nın kaçırdığı ve istismara uğrattığı çocuklara dair de değerli tahliller sunacak olan kongrenin açılışına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanı sıra Nevşehir Valisi İnci Sezer Becel, AK Parti Nevşehir Milletvekilleri Mustafa Açıkgöz ve Yücel Menekşe, Nevşehir Belediye Lideri Dr. Mehmet Savran, AK Parti Vilayet Lideri Ali Kemikkıran, sanat-medya dünyasının kıymetli isimleri, duayen gazeteciler, alanında uzman konuklar ve akademisyenler katıldı.
Kongrenin açılışında konuşan İçişleri Bakanı Soylu, 1223 gündür evlat nöbetini gerçekleştiren Diyarbakır Anneleriyle ilgili bu sıkıntıyı aylardır masaya yatıran, duymayan kulaklara duyurmaya, görmeyen gözlere göstermeye, kalpleri mühürlü olanlara onların kalplerini hissettirmeye çalışanlara teşekkür etti.
Tarihin kendilerine epey şey öğrettiğini ve öğretmeye de devam edeceğini vurgulayan Soylu, bunu daima birlikte gördüklerini ve yaşadıklarını söylemiş oldu.
Çok sıkıntı bir periyottan ve sıkıntı bir boğazdan geçtiklerine dikkati çeken Soylu, şöyleki konuştu:
“Geçen gün Şırnak’ın terörle maruf olan, epeyce dertli olarak senelerca ülkemize meydan okuyan bir vadisindeydim. Cudi Dağı’nın Düşümiye Vadisi’nde. hayatımda gördüğüm en ürkütücü yerlerden biriydi. Terör örgütünün, kahraman evlatlarımız tarafınca temizlendiği en son yer olarak nitelendirebilirim. Elimizi attığımız vakit çabucak yerin üstünden 6 bin 500 – 7 bin kalori kömürün epeyce rahatlıkla alınabileceği bir yerdeydim. kimi vakit 1000-1500 metrelik diyarlar vadiyi girintili ve çıkıntılı bir hale getirmiş, yüzlerce mağara, her insanın istediği üzere saklanabileceği bir alan tesis etmiş. Tam da Türkiye’yi o düşünmeyen vadisi üzere bir koridora sokmak istediler yıllardır. Her birimize dokundular. Dokunulmadık tarafımız kalmadı. ‘Ben inançlıyım.’ diyen, ‘Ben dindarım.’ diyen insanlara dokundular. Geleneğini, nazaranneğini, kimliğini, annesinin ve babasının öğretisini yaşamaya ve geleceğe aktarmaya çalışan, masumiyetiyle ayakta durmaya çalışan bu milletin her bir ünitesine dokundular. Pergeli Anadolu coğrafyasının sabit ayağının ortasına koyup etrafımızdaki coğrafyayı, Anadolu’nun özünü çekip istedikleri üzere öteki ayağıyla 360 derecelik bir eksen çizip istedikleri üzere o coğrafyaları teslim alabilmek için bel kemiğimizi almak istediler.”
Soylu, yıllardır bu operasyonu laik-dindar, Türk-Kürt, Sünni-Alevi, köylü-şehirli üzerinden taşımaya çalışan, bunların üzerinden teslim almaya çalışan bir anlayışla karşı karşıya olduklarını anlattı.
– “Diyarbakır’ın merkezinde Orta Doğu’nun en büyük lojistik merkezi kuruluyor”
Bingöl’de Sütaş fabrikası kurulduğuna ve bunun bugünkü maliyetle 5 milyar liralık bir yatırım olduğuna dikkati çeken Soylu, bunun birinci etapta ekonomik olarak 10 bin bireye dokunduğunu lisana getirdi. Bunun aynın vakitte o coğrafyadaki yüz binlerce aileyle ticari olarak bağ içerisinde olduğunu anlatan Soylu, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Şimdi Bingöl’de yaklaşık 600 milyon dolarlık Erdemir tarafınca bir demir sürece tesisi kuruluyor. Bingöl Genç’te daha evvel başımızı sokmakta zorlandığımız alanda 100 milyon ton demir cevheri işlenecek. Yalnızca bir perde fabrikası 2 bin kişi çalıştırmak için inşaatının kabasını bitirmiş, bütün iç hazırlıklarını yapmış ve oranın iktisadına katkı koyabilmek için gün sayıyor. Tam 450 bin metrekare Diyarbakır’ın merkezinde Orta Doğu’nun en büyük lojistik merkezi kuruluyor. Gabar’da kalitesi çok yüksek olan ve Şırnak’a bir petrol kenti haline getirmiş bulunan petrol bulunduktan daha sonra vızır vızır otomobiller gidip gelmeye başladıktan daha sonra Şırnaklı hemşehrilerimizin yüzü güldükten daha sonra değişik bir tabloyla karşı karşıyayız. Daha bu başlangıç. İkinci alandaki arama çalışmaları inşallah mart ayı sonunda bize diğer bir muştuyu verecek diye ümit ediyoruz ve bekliyoruz.”
Terörün bu ülkeye fazlaca bedel ödettiğini aktaran Soylu, terörü yalnızca Doğu ve Güneydoğu’nun geri kalması olarak analiz ve tasvir etmeleri halinde bir yanılgıyla karşı karşıya kalacaklarını tabir etti.
Hakkari’de 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılında tıp fakültesi kazanan çocuk sayısının sıfır, 2020’de 4, 2021’de 19 ve 2022’de 26 olduğunu vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
“Terör yalnızca bizi birbirimize düşüren bir anlayış ortaya koymadı. İnsan kaynağımızı elimizden çekip aldı. Ümidimizi, geleceğimizi elimizden çekip aldı. Size üç tane terör örgütü söyleyeceğim. Bunlardan bir tanesi PKK. Dinsiz bir örgüttür, gayesi tektir. Oburlarının hepsini bir tarafa bırakın. Bu ülkenin inanç kıymetleri ve bu ülkenin birliği üzerine tahribat oluşturmaktır. Bunda geçtiğimiz devir içerisinde kısmen başarılı olmuştur. Bizim en büyük birlik senedimiz olan dini mubin İslam’ı bölgeden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan tasfiye etmektir. Temel sıkıntılarından bir tanesi. Bunun akıl sahibi, Amerika’dır. Bunun akıl sahibi Batı’dır ve Avrupa’dır. İki, FETÖ terör örgütü. Kaygısı İslam’ı başkalaştırmaktır, farklılaştırmaktır. Diğer dinlere evirmeye çalışmaktır lakin farkında değildir ki dinin sahibi Allah’tır. Üç, DEAŞ terör örgütü. O da bütün dünyaya İslamiyeti, Müslümanlığı tam da bizim karşımızda olanların isteyebileceği bütün materyalleri verebilmek, sıkıntıyı odağından büsbütün ayırıp nefretleştirmek, düşmanlaştırmak ve dini mubin İslam’ı başkalaştırmak için kurulmuş bir tertibin kendisidir. Bugün FETÖ’nün barındığı yer Amerika’dır. DEAŞ’ın reşit ettiği El Esas’ı dünyanın başına bela eden de Amerika’dır. Bu kadar açık ve nettir. Avrupa, bütün bu problemlerin taşıyıcısıdır. İmal edicisi ve icat edicisi değildir. bu biçimde bir yeteneği de kelam konusu değildir aslına bakarsanız. Problemin perspektifinden nereye bakmamız lazım geldiğini kendi deneyimlerim, dünyada gördüklerimle size aktarmaya çalışıyorum. Türkiye, bu düsturların karşısında milletinin birliği, feraseti tarihinin kendisine vermiş olduğu güç ve anlayışla bir arada ayakta durmaya çalışmaktadır.”
Nevşehir Belediye Lideri Dr. Mehmet Savran ise, Nevşehir olarak bu kongreye konut sahipliği yapmaktan ve Nevşehir Belediyesi olarak bu kongreye takviye olmaktan büyük bir gurur duyduklarını belirtirken,“Terör örgütüne ve onlara insan kaynak sağlayan siyasi uzantısına karşı durarak onlardan evlatlarını isteyen, hiç bir vakit korkmayan, geri adım atmayan Diyarbakır Annelerine buradan selam olsun.4 yıl evvel Hacire Akar’ın başlatmış olduğu bu hareketi ve yaktığı meşaleyi şu an bir arada taşıyoruz ve tüm evlatlarımız hainlerin elinden kurtuluncaya kadar bu meşalenin yanacağını tüm dünyaya ilan ediyoruz. Bu annelerin feryatlarını görmezden gelenlere de en sert karşılığı her vakit vereceğimizi buradan yeniden yine söylüyoruz. bu biçimde yiğit bir önderimiz varken, terörün doruğuna yumruk üzere inen bakanlarımız varken, kahraman güvenlik güçlerimiz varken, yiğit anneler, yürekli babalar varken hiç bir hain bu ülkede emeline ulaşamaz” dedi.
Medya Platformu tarafınca İçişleri Bakanlığı ve İrtibat Başkanlığı’nın yanı sıra Nevşehir Valiliği ve Nevşehir Belediyesi’nin takviyeleriyle düzenlenen “1. Milletlerarası Evlat Nöbeti: Diyarbakır Anneleri Kongresi” başladı. Düzenlenecek oturumlarla yeni toplumsal hareket, duygusal emek, medya sosyolojisi, aidiyet ve inanç, protest duruş, bayan direnişi başlıkları ele alınacak. Kongrede bununla birlikte PKK’nın kaçırdığı ve istismara uğrattığı çocuklara dair de değerli tahliller sunacak olan kongrenin açılışına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanı sıra Nevşehir Valisi İnci Sezer Becel, AK Parti Nevşehir Milletvekilleri Mustafa Açıkgöz ve Yücel Menekşe, Nevşehir Belediye Lideri Dr. Mehmet Savran, AK Parti Vilayet Lideri Ali Kemikkıran, sanat-medya dünyasının kıymetli isimleri, duayen gazeteciler, alanında uzman konuklar ve akademisyenler katıldı.
Kongrenin açılışında konuşan İçişleri Bakanı Soylu, 1223 gündür evlat nöbetini gerçekleştiren Diyarbakır Anneleriyle ilgili bu sıkıntıyı aylardır masaya yatıran, duymayan kulaklara duyurmaya, görmeyen gözlere göstermeye, kalpleri mühürlü olanlara onların kalplerini hissettirmeye çalışanlara teşekkür etti.
Tarihin kendilerine epey şey öğrettiğini ve öğretmeye de devam edeceğini vurgulayan Soylu, bunu daima birlikte gördüklerini ve yaşadıklarını söylemiş oldu.
Çok sıkıntı bir periyottan ve sıkıntı bir boğazdan geçtiklerine dikkati çeken Soylu, şöyleki konuştu:
“Geçen gün Şırnak’ın terörle maruf olan, epeyce dertli olarak senelerca ülkemize meydan okuyan bir vadisindeydim. Cudi Dağı’nın Düşümiye Vadisi’nde. hayatımda gördüğüm en ürkütücü yerlerden biriydi. Terör örgütünün, kahraman evlatlarımız tarafınca temizlendiği en son yer olarak nitelendirebilirim. Elimizi attığımız vakit çabucak yerin üstünden 6 bin 500 – 7 bin kalori kömürün epeyce rahatlıkla alınabileceği bir yerdeydim. kimi vakit 1000-1500 metrelik diyarlar vadiyi girintili ve çıkıntılı bir hale getirmiş, yüzlerce mağara, her insanın istediği üzere saklanabileceği bir alan tesis etmiş. Tam da Türkiye’yi o düşünmeyen vadisi üzere bir koridora sokmak istediler yıllardır. Her birimize dokundular. Dokunulmadık tarafımız kalmadı. ‘Ben inançlıyım.’ diyen, ‘Ben dindarım.’ diyen insanlara dokundular. Geleneğini, nazaranneğini, kimliğini, annesinin ve babasının öğretisini yaşamaya ve geleceğe aktarmaya çalışan, masumiyetiyle ayakta durmaya çalışan bu milletin her bir ünitesine dokundular. Pergeli Anadolu coğrafyasının sabit ayağının ortasına koyup etrafımızdaki coğrafyayı, Anadolu’nun özünü çekip istedikleri üzere öteki ayağıyla 360 derecelik bir eksen çizip istedikleri üzere o coğrafyaları teslim alabilmek için bel kemiğimizi almak istediler.”
Soylu, yıllardır bu operasyonu laik-dindar, Türk-Kürt, Sünni-Alevi, köylü-şehirli üzerinden taşımaya çalışan, bunların üzerinden teslim almaya çalışan bir anlayışla karşı karşıya olduklarını anlattı.
– “Diyarbakır’ın merkezinde Orta Doğu’nun en büyük lojistik merkezi kuruluyor”
Bingöl’de Sütaş fabrikası kurulduğuna ve bunun bugünkü maliyetle 5 milyar liralık bir yatırım olduğuna dikkati çeken Soylu, bunun birinci etapta ekonomik olarak 10 bin bireye dokunduğunu lisana getirdi. Bunun aynın vakitte o coğrafyadaki yüz binlerce aileyle ticari olarak bağ içerisinde olduğunu anlatan Soylu, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Şimdi Bingöl’de yaklaşık 600 milyon dolarlık Erdemir tarafınca bir demir sürece tesisi kuruluyor. Bingöl Genç’te daha evvel başımızı sokmakta zorlandığımız alanda 100 milyon ton demir cevheri işlenecek. Yalnızca bir perde fabrikası 2 bin kişi çalıştırmak için inşaatının kabasını bitirmiş, bütün iç hazırlıklarını yapmış ve oranın iktisadına katkı koyabilmek için gün sayıyor. Tam 450 bin metrekare Diyarbakır’ın merkezinde Orta Doğu’nun en büyük lojistik merkezi kuruluyor. Gabar’da kalitesi çok yüksek olan ve Şırnak’a bir petrol kenti haline getirmiş bulunan petrol bulunduktan daha sonra vızır vızır otomobiller gidip gelmeye başladıktan daha sonra Şırnaklı hemşehrilerimizin yüzü güldükten daha sonra değişik bir tabloyla karşı karşıyayız. Daha bu başlangıç. İkinci alandaki arama çalışmaları inşallah mart ayı sonunda bize diğer bir muştuyu verecek diye ümit ediyoruz ve bekliyoruz.”
Terörün bu ülkeye fazlaca bedel ödettiğini aktaran Soylu, terörü yalnızca Doğu ve Güneydoğu’nun geri kalması olarak analiz ve tasvir etmeleri halinde bir yanılgıyla karşı karşıya kalacaklarını tabir etti.
Hakkari’de 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılında tıp fakültesi kazanan çocuk sayısının sıfır, 2020’de 4, 2021’de 19 ve 2022’de 26 olduğunu vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
“Terör yalnızca bizi birbirimize düşüren bir anlayış ortaya koymadı. İnsan kaynağımızı elimizden çekip aldı. Ümidimizi, geleceğimizi elimizden çekip aldı. Size üç tane terör örgütü söyleyeceğim. Bunlardan bir tanesi PKK. Dinsiz bir örgüttür, gayesi tektir. Oburlarının hepsini bir tarafa bırakın. Bu ülkenin inanç kıymetleri ve bu ülkenin birliği üzerine tahribat oluşturmaktır. Bunda geçtiğimiz devir içerisinde kısmen başarılı olmuştur. Bizim en büyük birlik senedimiz olan dini mubin İslam’ı bölgeden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan tasfiye etmektir. Temel sıkıntılarından bir tanesi. Bunun akıl sahibi, Amerika’dır. Bunun akıl sahibi Batı’dır ve Avrupa’dır. İki, FETÖ terör örgütü. Kaygısı İslam’ı başkalaştırmaktır, farklılaştırmaktır. Diğer dinlere evirmeye çalışmaktır lakin farkında değildir ki dinin sahibi Allah’tır. Üç, DEAŞ terör örgütü. O da bütün dünyaya İslamiyeti, Müslümanlığı tam da bizim karşımızda olanların isteyebileceği bütün materyalleri verebilmek, sıkıntıyı odağından büsbütün ayırıp nefretleştirmek, düşmanlaştırmak ve dini mubin İslam’ı başkalaştırmak için kurulmuş bir tertibin kendisidir. Bugün FETÖ’nün barındığı yer Amerika’dır. DEAŞ’ın reşit ettiği El Esas’ı dünyanın başına bela eden de Amerika’dır. Bu kadar açık ve nettir. Avrupa, bütün bu problemlerin taşıyıcısıdır. İmal edicisi ve icat edicisi değildir. bu biçimde bir yeteneği de kelam konusu değildir aslına bakarsanız. Problemin perspektifinden nereye bakmamız lazım geldiğini kendi deneyimlerim, dünyada gördüklerimle size aktarmaya çalışıyorum. Türkiye, bu düsturların karşısında milletinin birliği, feraseti tarihinin kendisine vermiş olduğu güç ve anlayışla bir arada ayakta durmaya çalışmaktadır.”
Nevşehir Belediye Lideri Dr. Mehmet Savran ise, Nevşehir olarak bu kongreye konut sahipliği yapmaktan ve Nevşehir Belediyesi olarak bu kongreye takviye olmaktan büyük bir gurur duyduklarını belirtirken,“Terör örgütüne ve onlara insan kaynak sağlayan siyasi uzantısına karşı durarak onlardan evlatlarını isteyen, hiç bir vakit korkmayan, geri adım atmayan Diyarbakır Annelerine buradan selam olsun.4 yıl evvel Hacire Akar’ın başlatmış olduğu bu hareketi ve yaktığı meşaleyi şu an bir arada taşıyoruz ve tüm evlatlarımız hainlerin elinden kurtuluncaya kadar bu meşalenin yanacağını tüm dünyaya ilan ediyoruz. Bu annelerin feryatlarını görmezden gelenlere de en sert karşılığı her vakit vereceğimizi buradan yeniden yine söylüyoruz. bu biçimde yiğit bir önderimiz varken, terörün doruğuna yumruk üzere inen bakanlarımız varken, kahraman güvenlik güçlerimiz varken, yiğit anneler, yürekli babalar varken hiç bir hain bu ülkede emeline ulaşamaz” dedi.