İBB, özkaynak kullanılarak alımını yaptıkları, İstanbul’un metrobüs filosuna dahil edilecek 100 yeni otobüsü daha hizmete sundu. İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, İETT’ye farklı şirketler üzerinden çalışan yaklaşık 500 çalışanın, kadim kurum takımına dahil edildiğini duyurdu.
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında, “İETT Yeni Araçların Filoya Katılması ve İETT Garaj İşlettirme Modeli Değişim Programı Töreni” düzenledi. Kurtköy Yenişehir Mahallesi’ndeki İETT Garajı’nda düzenlenen merasim; İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Gürsel Erol ve Mahmut Tanal, Beylikdüzü Belediye Lideri Mehmet Murat Çalık ile GÜZEL Parti İBB Meclis Küme Başkanvekili İbrahim Özkan’ın iştirakleriyle gerçekleştirildi. Merasimde, İmamoğlu ve İETT Genel Müdürü Alper Bilgili birer konuşma yaptı.
“İETT, 150 YILLIK KADİM BİR KURUM”
İETT’nin 150 yıllık kadim bir kurum olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “150 gün 150 proje açılış ve temel atmalar maratonumuzda, bugün, 150 yıllık tarihe sahip bir iştirakimiz için bir ortadayız. İETT, sırf İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin değil, Türkiye’nin en pahalı, en esaslı kurumlarından ve markalarından biri. Temmuz ayı itibariyle, toplam 3.324 otobüs, 3.000 halk otobüsü ve 5.460 sürücü ile 16 milyon İstanbulluya hizmet veriyor. Alışılmış İETT, yalnızca araçlardan ve sürücülerimizden oluşmuyor. Geride fazlaca büyük bir tertip var. Birfazlaca çalışanımızın, fazlaca bedelli emekleri var. Bu kentte her gün milyonlarca vatandaşımız, İETT ile bir yerden bir yere gidebiliyor. Sayı vermek gerekirse, günde 4 milyondan fazla İstanbullu, İETT ile kent ortasında seyahat ediyor. Metro çizgilerimiz, deniz sınırlarımız ve Marmaray dahil, kentimizdeki toplam 7,5 milyon kişilik günlük kitlesel ulaşımın yüzde 60’ını tek başına İETT karşılıyor. Bu sayı, Avrupa’daki kentlerin birçoklarından kat be kat büyük bir rakam” ayrıntılarını paylaştı.
“SİSTEM, EN BAŞTAN YANLIŞLIKLARLA BAŞLAMIŞ”
Otobüsler ve halk otobüslerini bünyesinde barındıran İETT envanterinin 600’ünün metrobüslerden oluştuğunu kaydeden İmamoğlu, “Bazı riskler alarak, tenkitlere göğüs gererek halk otobüslerini de tıpkı renkte hizmet veren bir statüye kazandırarak, onlarla birlikte bir yol arkadaşlığımızı daha kurumsal bir hale getirerek, sistemli çalışmayı oraya da kazandırarak; yani ‘O yanılgıyı o kurum yaptı, bizi ilgilendirmez’ mazeretinin altına sığınmadan, bir bütüncül hizmet kalitesini sağlamanın da sonucunı vermiştik. Hepiniz biliyorsunuz” hatırlatmasında bulundu. Beylikdüzü’nden Söğütlüçeşme’ye uzanan 52 kilometrelik ve 44 duraklı metrobüs çizgisinde günde 900 bine yakın insanın faydalandığını belirten İmamoğlu, “bir fazlaca alanda olduğu üzere, ne yazık ki bu alanda da senelera sarih bir ihmal kelam konusu. Bir kısım özensizlikler yapılmış. Sistem, en baştan yanlışlıklarla, eksikliklerle ve özensizliklerle başlamış” diye konuştu.
“HİÇ Mİ ALLAH KAYGINIZ YOK, HİÇ Mİ VİCDANINIZ SIZLAMIYOR?”
Kendilerinin de soruşturduğu, geçmiş devirde Hollanda’dan yapılan metrobüs alımlarını hatırlatan İmamoğlu, “Bu araçlar, yerli kaynağımız yokmuş üzere Hollanda’dan alındı. Yabancı kaynaktan almaya karar verdiniz, eyvallah; tanesi 1 milyon 250 bin Euro’ya alındı. Yani bugünün parasıyla otobüsün tanesi, 23 milyon lira. Tam 23 milyon liraya metrobüs alacak bir yönetici, bunun ayrıntısına nasıl bakmaz? Bununla nasıl ilgilenmez? İnanın anlatılabilir değil, anlaşılabilir hiç değil. Bu ülkenin bu kadar varlıklı olmadığını, büyük bu ülkenin en büyük belasının, meşakkatinin müsriflik olduğunu, israf olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bırakalım her şeyi bir yana, hani bunu anlatırken, konuşurken bizim toplumsal tarifimizle; ‘Hiç mi Allah kaygınız yok, hiç mi vicdanınız sızlamıyor?’ diye herkes bunu sorar” sözlerini kullandı. Kelam konusu araçların İstanbul’un topoğrafyasına da uygun olmadığı için kullanılamadığını ve depolarda çürümeye bırakıldığını aktardı. Alım yapılan firmanın da faaliyetine son verdiğini kaydeden İmamoğlu, yaşananları “komedi filmi” olarak niteledi. “Plansızlık, programsızlık, milletimizin kaynaklarını çarçur etme, şuursuzca kaynaklarımızı harcama, israf etme anlayışıdır bu” diyen İmamoğlu, “Bunları anlamak mümkün değil. En azından bizim kavramlarımız buna uygun değil. Ve bunun karşısında çaba eden bir anlayışa sahibiz. Bu çeşit uygulamaları gördükçe, şu anda ben bunları konuştukça dahi, bu kurumun bir Belediye Lideri olarak yüzüm kızarıyor. Yazıktır ve günahtır. Nitekim utanç verici bir durumdur” halinde konuştu.
“OYUNUNUN İKİNCİ PERDESİ OYSA ANKARA’DAYMIŞ”
Mevcuttaki metrobüs filosunun büyük kısmının 10 yıllık araçlardan oluştuğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Sefer müddeti dolmuş, tabiri caizse artık hizmetini kaliteli veremeyen, istediği kapasitede çalışamayan ve sık sık arıza yapan bir envanteri kelam konusu. Genel manada metrobüs filomuzun biraz bitkin, biraz yorgun olduğunun farkındayız. Alışılmış bu can damarı sınırımızı yazgısına terk edemezdik. İstanbullulara mazeretler oluşturacak bir idare de değiliz. Metrobüs sınırındaki otobüsleri yenilemek için, bilhassa büyük efor gösterdik. Çabucak yaptığımız araştırmalarla -ne hikmettir ki genelde kolay ikna edemiyoruz- ikna ederek, Meclis’ten oy birliğiyle bir borçlanma limiti çıkartarak, 300 yeni otobüsü İstanbul’umuza kazandırmak ismine heyecanla yola çıktık neredeyse iki yıl evvel. Buradan oy birliğiyle aldığımız onay oyununun ikinci perdesi halbuki Ankara’daymış, Ankara’da oynanıyormuş. Ve bizim o kredimiz, Cumhurbaşkanlığından hala onay alamadı. Yani şu anda şu yüz 160’ın yanına 300 tane daha katmış olsaydık, biz şu an eskimiş envanteri tümden yenilemiş olurduk. İstanbullular pırıl pırıl, hasarsız, ezasız otobüslerinde, ne yazık ki bizdilk evvelki periyot ihmal edildiğinden eskimiş otobüs filosunu yenilemiş olurdu” dedi.
“ÇARESİZ Mİ KALDIK; HAYIR”
“Çaresiz mi kaldık; hayır” diyen İmamoğlu, “Bu sefer kendi öz imkanlarımızla, 7 yıla bölünmüş taksitlerle pazarlığını yaparak birebir vakitte en âlâ fiyatları aldığımıza emin olduğumuz bir çalışmayla, 160 yeni aracı filomuza daima bir arada kattık. Artta gördüğünüz iki marka, bu ülkenin iki yerli markasıdır. Güzel uğurlu olsun” diye konuştu. Hollanda’dan ithal edilen ve kullanılamayan otobüslerin adedinin 23 milyon TL olduğunu bir dahaleyen İmamoğlu, kendilerinin alımını yaptıkları araçların ise adedinin 7,5 milyon TL olduğunu aktardı. Araçları teslim almadan 1 yıl boyunca deneyimlediklerini belirten İmamoğlu, araçların teknik kapasiteleriyle ilgili bilgiler paylaştı. Trafik akışının aksisi tarafında hareket eden metrobüs sistemini de vakit ortasında yenileyeceklerinin altını çizen İmamoğlu, “Ters taraftan çalıştığında, fazlaca önemli kaza riskini barındırdığını biliyoruz metrobüslerin. Yeni jenerasyon metrobüs araçlarımızla, vakit içerisinde karşıt istikamet istikamet çalışmasına da son vereceğiz. Bu sayede bu riski ortadan kaldıracağız” sözlerini kullandı.
ÇALIŞANLAR İETT BÜNYESİNE ALINDI
Sosyal demokrat belediyecilik anlayışı doğrultusunda, İETT çalışanları lehine ilgili yeni düzenlemeler yapacaklarına dikkat çeken İmamoğlu, şu ayrıntıları paylaştı: “Bugün Kurtköy Garajı’nda bulunan ‘İşlettirme Projesi Modeli’ne son veriyoruz. Nedir bu işlettirme projesi? 2018 yılında eski idare, İstanbul’un dört garajında işletme haklarını kimi firmalara veriyor. Yani otobüsleri işleten, işçiye maaş veren, araçların bakımını yapan tıpkı firma oluyor. Bu modelin ne yazık ki hakkaniyetli ve verimli bir model olmadığı göründü. Otobüslerin bakımlarından tutun da işçi çizgilerine kadar, bir epeyce hususta aksaklıklar yaşandı. Burada şu biçimde bir sorun da var: İETT aracı var. Yan yana geçişiyorlar. Otobüs sürücüleri birbirine selam veriyor, korna çalıyor. Fakat ortasından diyor ki; ‘Aynı işi yapıyoruz lakin ortamızda dağlar kadar fark var.’ Bu, hakkaniyetli bir durum değil. Bu ülkede bu ülkede taşeron personel kavramına en büyük bayrağı açıp, çaba verenin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu hiç bir vakit unutmayın. Ve o tarihten itibaren buradan geri adım atıp, bugünün iktidarı birtakım değişimleri yapmış olsa da hala hak edilen düzeye gelmediğini sizler biliyorsunuz. aslına bakarsan yaşayan insanlarsınız. Sizler, birebir haklara kavuşacaksınız. Biz, bütün ortamlarda bunu var etmek istiyoruz. Bu ülkede işçi, alın teri döken insanların haklarının korunduğu, bir envanterde eşit bir halde haklarını aldığı gün, bu milletin refahı ortasında olması mümkündür.”
“ÜLKEDEKİ BUGÜNÜN YÖNETİCİ AKLINI DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”
Yaşanan süreci bir zincirin halkalarına benzeten İmamoğlu, “Kimsenin elinde sihirli değnek yok. Yani ne manada söylüyorum? Biz, kendi kapsamımızda bu tıp değişiklikleri yaparak, idare anlayışımızın, idare kültürümüzün, idare ahlakımızın örneklerini sunabiliriz ancak, mesela Büyükşehir Belediyesi’ndeki bütün sıkıntıları, elimizdeki sihirli değnekle de çözemeyiz. Zincirin halkaları üzeredir bu. Evet, sizi çözebiliyoruz. Öbür o bütüncül problemleri çözemiyoruz. niçini ne? Zira iktisat berbat. bu biçimde iktisadın de uygun olması lazım. Zira, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, eşitsizlikler, yalnızca İBB’nin kendi alanında çözebileceği bir husus değil. 360 derece bütün ülkede çözebilmesi gereken bir sorundur. Zira gelir adaletsizliği var. ötürüsıyla sorunun temeli, iktisatla ilgili meseleler ve sorunlar. İş gücünün hakkını alamaması üzere problemler ve temelinde yatan süreçlerin mesulü, ülkeyi yöneten akıldır. Yani tümden bir değişim bekliyorsak, ülkedeki bugünün yönetici aklını değiştirmek zorundayız. Bunun öteki bir yolu yok” dedi.
“ÜLKENİN EN BÜYÜK SORUNU, ÜLKEYİ YÖNETEN BİR KISIM İNSANLARI KUTSALLAŞTIRMA GAYRETİ”
Ülkenin sahip olduğu kaynakların Türkiye’de 86, İstanbul’da da 16 milyona ilişkin olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Yöneticilerin görevinin, size ilişkin olan nimetleri, size adil bir halde dağıtmakla mesul beşerler olduğunu da unutmayın. Bugün bu yaptığımız iş, size lütuf değil. Ekrem İmamoğlu’nun size sağladığı bir çıkar değil. Ekrem İmamoğlu’nun sorumluluğunu, grup arkadaşlarıyla birlikte yeterli yaparak, gerçek yaparak, âlâ iş yapan, gerçek iş yapan, adaletli iş yapan, yönetici olma biçimidir. Yani ben aslında görevimi yerine getiriyorum. O bakımdan her yerde söylemiş oldum, burada da söyleyeceğim: Ülkenin en büyük sorunu, ülkeyi yöneten bir kısım insanları kutsallaştırma uğraşı. Biz insanız ha; unutmayın. Sizin üzereyiz. İnsanız ve bir ortada bu ülkeyi yönetme ve bu kenti yönetme uğraşını ortaya koymak zorundayız” diye konuştu.
“SİZLER, İSTANBULLULARI HİÇ OLMADIĞINDAN DAHA FAZLA MEMNUN ETMEK ZORUNDASINIZ”
“Peki biz ne yapıyoruz” diyen İmamoğlu, yeni düzenlemeyle takıma aldıkları çalışanların kavuşacakları hakları şöyleki sıraladı: “Sizi, bu eşitsiz ortamdan eşit ortama kavuşturuyoruz. Sürücülerimiz, yılda 4 ikramiye alacak. Haftalık çalışma saatleri, 45’ten 40 saate düşecek. Yemek fiyatları olacak. Yıllık müsaade günü sayıları, 14’ten 22 güne çıkacak. 8 gün toplumsal müsaade hakları olacak. Toplumsal yardım paketi, tahsil yardımı, Ramazan yardımı üzere yardımlardan yararlanacaklar. PGS muvaffakiyet puanı mükafatı, hasarsızlık primi, direksiyon primi, vardiya primi üzere motivasyon kaynakları olacak. Evet ortamıza, ailemize katılanlar bu haklardan faydalanacaklar. Zira bizim için 16 milyonun her bir ferdinin sıhhati, memnunluğu, uygun kurallarda yaşaması farklı bir kıymet taşıyor. Ortamıza, ailemize katılanlar, pahalı dostlar bu haklarımızdan faydalanmış olacaksınız. Zira bizim için, 16 milyon insanımızın her ferdinin sıhhati, memnunluğu, yeterli kaidelerde yaşaması farklı bir değer kazanıyor. Bu yüzden size sağladığımız bu imkanların tek bir niçini var: Sizler, İstanbulluları hiç olmadığından daha fazla keyifli etmek zorundasınız. Bu mevzuda anlaştık mı?”
ÇALIŞANLARA “GÜLER YÜZLÜ HİZMET” UYARISI
Çalışma arkadaşlarına, İstanbullulara güler yüzlü hizmet vermeleri tarafında ikazda bulunan İmamoğlu, “Gülümseyen, insanına hürmet duyan, insanına yeterli davranan, yol gösteren birer Büyükşehir Belediyesi elçisi olacaksınız” dedi. Kendilerinin da birebir anlayışla İstanbul’a hizmet etme çabasında olduklarının altını çizen İmamoğlu, “Aynı anda şu anda yer altında 10 hatta birden metro üretiyoruz. Yeşil alanlar yapıyoruz, parklar yapıyoruz. Katı atıktan güç üreten, Avrupa’nın en büyük tesisini açtık. Yenileri için projelerimizi toparladık, ÇED sürecini yürütüyoruz. Toplumsal yardım bütçemizle, tam 1,5 milyon hanemize, İstanbul’da bu sıkıntı günlerinde katkı sunuyoruz. kimi vakit öğrencisine burs veriyoruz. kimi vakit konutuna süt dağıtıyoruz. 200 bin çocuğumuza süt dağıtıyoruz. 3 yılda, 25 yıldır atılmayan bir fazlaca projeyi kazandırıyoruz. Bizi eleştiren ya da bizimle kimi platformlarda konuşan, bugünkü İstanbul’un muhalefeti, yarının Türkiye’de muhalefeti olacak olan arkadaşlar çıkıyorlar, bizim de bilgilerini yarıştırırken 25 yılla kıyaslıyorlar. Yani bizim 3 yılda yaptıklarımızı, 25 yılla kıyaslıyorlar. Natürel buna şaşırıp yanıt vermiyoruz. Tam tersine keyifli oluyorum. 3 yılda 25 yılı kıyaslayan bu arkadaşlara ben diyorum ki; ‘5 yıl bittiğinde ya da iki periyot bir İstanbul hizmet sürecinde, inanın ne diyeceklerini şaşıracaklar. Fakat şunu yapacaklar: Büyük kısmı gelip bize oy verecekler, nazaranceksiniz” sözlerini kullandı.
“YATSIYA AZ KALDI”
İstanbul’u yatırımlarla güçlendirip, güzelleştirdiklerini belirten İmamoğlu, İETT’ye geçiş yapan sürücülere şu sözlerle seslendi: “Allah size kazasız belasız, ezasız seyahatler nasip etsin. Daha çağdaş yeni araçlarımızla, daha memnun çalışanlarıyla, İstanbul’a yakışan bir toplu ulaşım hizmetlerini hemşehrilerimizle buluşturmaya devam ediyoruz. Her biriniz hizmetinizi, işinizi yeterli yapın. Bakın geçmiş senelerdan daha az arıza yapılmasına karşın, her arızayı kendi sistemlerini ve medyalarını kullanarak, sizi millete şikayet ediyorlar. Haksızlık yapıyorlar. Sayılar muhakkak, sayılar muhakkak. Sizin kurumunuzu, bizim kurumumuzu kötülüyorlar. Bunlar bir avuç insan. Bu, 150 yıllık bir kurum. Güçleri yetmez bunu kötülemeye. Fakat bunu yapıyorlar. Kısa kısa bu biçimde karalamalar yapıyorlar. Doğal ki yalancının mumu nereye kadar yanar? Yatsıya kadar. Yatsıya az kaldı. Onun için sizden isteğimiz; bütün arkadaşlar, işinizi âlâ yapacaksınız. Daima birlikte milletimize yeterli hizmet yapacağız. Ben de orta ara otobüslerinize bineceğim. Orta ara garajlarınıza geleceğim. Sizlerle sohbet edeceğim. Aman, benim hoş İstanbullu hemşehrilerim sizlere emanet. Çocuklarımızı kollayın, koruyun. Hanımefendilere özel ilgi göstereceksiniz. Durakların haricinde durma konusunda sonucumız var kimi vakit gece saatlerinde biliyorsunuz. ötürüsıyla bu ülkede yaşayan herkesin can güvenliği, mal güvenliği otobüslerinizde size emanet. Yolunuz açık olsun.”
MUHARREM AYI BİLDİRİSİ
Konuşmasının sonunda kutsal Muharrem ayına girdiğimizi hatırlatan İmamoğlu, “Bugün başlayan Muharrem ayının İslam alemine mübarek olmasını, tüm insanlığa huzur ve memnunluk getirmesini, birlik, birliktelik getirmesini, hepimizin bir ortada ne kadar hoş bir millet olduğumuzu bize hissettirmesini diliyorum. Acılarımızdan ders çıkaran, ileriye, geleceğe dönük, barışa, huzura, beraberliğe hizmet eden beşerler olmamızı diliyorum” sözlerini kullandı. Konuşmaların akabinde İETT bünyesine katılan sürücülerle anı fotoğrafı çektiren İmamoğlu, mesai arkadaşlarının sevgi tezahüratlarıyla karşılaştı.
İHALE VE ALIM SÜRECİ
İBB’nin bağlı kuruluşlarından İETT’nin metrobüs çizgisinde bakılırsav yapan 670 aracın yaş ortalaması 10’a yükseldi. Ağır şikayetlere niye olan metrobüsleri yenilemek için 300 araç almak üzere, 90 milyon Euro’luk dış krediye Cumhurbaşkanlığı’ndan aylarca onay çıkmayınca, İETT öz kaynakları ile otobüs almak için harekete geçti. 5 Ağustos 2021 tarihinde düzenlenen ve canlı yayınlanan ihalenin kararında, 21 metre uzunluğunda 100 otobüs için Otokar firmasının teklifi, 25 metrelik 60 otobüs için de Akia firmasının teklifleri uygun görüldü. 21 metre uzunluğundaki Otokar otobüsler, 200 yolcu kapasiteli. Mevcutta kullanılan araçlar, 18,5 metre ve 185 yolcu tıpkı anda seyahat yapabiliyor. 25 metre uzunluğundaki 60 Akia otobüs de 280 yolcu kapasiteli. Mevcutta kullanılan otobüsler de 26 metre lakin 225 yolcu taşıyabiliyor.
TESLİMAT NİSANDA BAŞLADI, EYLÜLDE TAMAMLANACAK
Yüzde 15’i peşin, kalanı 72 ay vade ile alınan otobüslerin teslimatları, 12 Nisan 2022’de 30 yeni metrobüs, İstanbulluların hizmetine sunulmasıyla başlamıştı. Bugün düzenlenen merasimle, 100 yeni araç daha metrobüs sınırında sahne almaya başlayacak. Kalan 30 yeni metrobüs ise, önümüzdeki eylül ayında İstanbullularla buluşacak. Yeni metrobüs alımlarıyla; yerli üretim olan araçlarla ulusal endüstriye takviye sağlandı. 11,5 olan metrobüs filo yaşı 8,5’ a indirildi. Mevcut filoda, aracın yaşına bağlı olarak oluşan arızaların sınırı olumsuz etkilemesi durumu azalacak. Dışa açılır metro tipi kayar kapılar yardımıyla, yolcu sirkülasyon kolaylığı sağlanacak. Yüksek yolcu kapasitesi yardımıyla, toplam kapasite yüzde 10 artacak, tek seferde taşınan yolcu sayısı daha fazla olacak, duraklarda bekleme müddetleri azaltılacak. Yüksek klima gücü kapasitesi yardımıyla, konforlu seyahat sağlanacak. Taşınan yolcu başına ünite yakıt tüketimi, mevcut araçlara nazaran daha düşük olacak. Araç yolcu doluluk oranı tespit sistemiyle, araç tabelasından araç doluluğunun yolcuya gösterimi sağlanacak.
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında, “İETT Yeni Araçların Filoya Katılması ve İETT Garaj İşlettirme Modeli Değişim Programı Töreni” düzenledi. Kurtköy Yenişehir Mahallesi’ndeki İETT Garajı’nda düzenlenen merasim; İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Gürsel Erol ve Mahmut Tanal, Beylikdüzü Belediye Lideri Mehmet Murat Çalık ile GÜZEL Parti İBB Meclis Küme Başkanvekili İbrahim Özkan’ın iştirakleriyle gerçekleştirildi. Merasimde, İmamoğlu ve İETT Genel Müdürü Alper Bilgili birer konuşma yaptı.
“İETT, 150 YILLIK KADİM BİR KURUM”
İETT’nin 150 yıllık kadim bir kurum olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “150 gün 150 proje açılış ve temel atmalar maratonumuzda, bugün, 150 yıllık tarihe sahip bir iştirakimiz için bir ortadayız. İETT, sırf İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin değil, Türkiye’nin en pahalı, en esaslı kurumlarından ve markalarından biri. Temmuz ayı itibariyle, toplam 3.324 otobüs, 3.000 halk otobüsü ve 5.460 sürücü ile 16 milyon İstanbulluya hizmet veriyor. Alışılmış İETT, yalnızca araçlardan ve sürücülerimizden oluşmuyor. Geride fazlaca büyük bir tertip var. Birfazlaca çalışanımızın, fazlaca bedelli emekleri var. Bu kentte her gün milyonlarca vatandaşımız, İETT ile bir yerden bir yere gidebiliyor. Sayı vermek gerekirse, günde 4 milyondan fazla İstanbullu, İETT ile kent ortasında seyahat ediyor. Metro çizgilerimiz, deniz sınırlarımız ve Marmaray dahil, kentimizdeki toplam 7,5 milyon kişilik günlük kitlesel ulaşımın yüzde 60’ını tek başına İETT karşılıyor. Bu sayı, Avrupa’daki kentlerin birçoklarından kat be kat büyük bir rakam” ayrıntılarını paylaştı.
“SİSTEM, EN BAŞTAN YANLIŞLIKLARLA BAŞLAMIŞ”
Otobüsler ve halk otobüslerini bünyesinde barındıran İETT envanterinin 600’ünün metrobüslerden oluştuğunu kaydeden İmamoğlu, “Bazı riskler alarak, tenkitlere göğüs gererek halk otobüslerini de tıpkı renkte hizmet veren bir statüye kazandırarak, onlarla birlikte bir yol arkadaşlığımızı daha kurumsal bir hale getirerek, sistemli çalışmayı oraya da kazandırarak; yani ‘O yanılgıyı o kurum yaptı, bizi ilgilendirmez’ mazeretinin altına sığınmadan, bir bütüncül hizmet kalitesini sağlamanın da sonucunı vermiştik. Hepiniz biliyorsunuz” hatırlatmasında bulundu. Beylikdüzü’nden Söğütlüçeşme’ye uzanan 52 kilometrelik ve 44 duraklı metrobüs çizgisinde günde 900 bine yakın insanın faydalandığını belirten İmamoğlu, “bir fazlaca alanda olduğu üzere, ne yazık ki bu alanda da senelera sarih bir ihmal kelam konusu. Bir kısım özensizlikler yapılmış. Sistem, en baştan yanlışlıklarla, eksikliklerle ve özensizliklerle başlamış” diye konuştu.
“HİÇ Mİ ALLAH KAYGINIZ YOK, HİÇ Mİ VİCDANINIZ SIZLAMIYOR?”
Kendilerinin de soruşturduğu, geçmiş devirde Hollanda’dan yapılan metrobüs alımlarını hatırlatan İmamoğlu, “Bu araçlar, yerli kaynağımız yokmuş üzere Hollanda’dan alındı. Yabancı kaynaktan almaya karar verdiniz, eyvallah; tanesi 1 milyon 250 bin Euro’ya alındı. Yani bugünün parasıyla otobüsün tanesi, 23 milyon lira. Tam 23 milyon liraya metrobüs alacak bir yönetici, bunun ayrıntısına nasıl bakmaz? Bununla nasıl ilgilenmez? İnanın anlatılabilir değil, anlaşılabilir hiç değil. Bu ülkenin bu kadar varlıklı olmadığını, büyük bu ülkenin en büyük belasının, meşakkatinin müsriflik olduğunu, israf olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bırakalım her şeyi bir yana, hani bunu anlatırken, konuşurken bizim toplumsal tarifimizle; ‘Hiç mi Allah kaygınız yok, hiç mi vicdanınız sızlamıyor?’ diye herkes bunu sorar” sözlerini kullandı. Kelam konusu araçların İstanbul’un topoğrafyasına da uygun olmadığı için kullanılamadığını ve depolarda çürümeye bırakıldığını aktardı. Alım yapılan firmanın da faaliyetine son verdiğini kaydeden İmamoğlu, yaşananları “komedi filmi” olarak niteledi. “Plansızlık, programsızlık, milletimizin kaynaklarını çarçur etme, şuursuzca kaynaklarımızı harcama, israf etme anlayışıdır bu” diyen İmamoğlu, “Bunları anlamak mümkün değil. En azından bizim kavramlarımız buna uygun değil. Ve bunun karşısında çaba eden bir anlayışa sahibiz. Bu çeşit uygulamaları gördükçe, şu anda ben bunları konuştukça dahi, bu kurumun bir Belediye Lideri olarak yüzüm kızarıyor. Yazıktır ve günahtır. Nitekim utanç verici bir durumdur” halinde konuştu.
“OYUNUNUN İKİNCİ PERDESİ OYSA ANKARA’DAYMIŞ”
Mevcuttaki metrobüs filosunun büyük kısmının 10 yıllık araçlardan oluştuğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Sefer müddeti dolmuş, tabiri caizse artık hizmetini kaliteli veremeyen, istediği kapasitede çalışamayan ve sık sık arıza yapan bir envanteri kelam konusu. Genel manada metrobüs filomuzun biraz bitkin, biraz yorgun olduğunun farkındayız. Alışılmış bu can damarı sınırımızı yazgısına terk edemezdik. İstanbullulara mazeretler oluşturacak bir idare de değiliz. Metrobüs sınırındaki otobüsleri yenilemek için, bilhassa büyük efor gösterdik. Çabucak yaptığımız araştırmalarla -ne hikmettir ki genelde kolay ikna edemiyoruz- ikna ederek, Meclis’ten oy birliğiyle bir borçlanma limiti çıkartarak, 300 yeni otobüsü İstanbul’umuza kazandırmak ismine heyecanla yola çıktık neredeyse iki yıl evvel. Buradan oy birliğiyle aldığımız onay oyununun ikinci perdesi halbuki Ankara’daymış, Ankara’da oynanıyormuş. Ve bizim o kredimiz, Cumhurbaşkanlığından hala onay alamadı. Yani şu anda şu yüz 160’ın yanına 300 tane daha katmış olsaydık, biz şu an eskimiş envanteri tümden yenilemiş olurduk. İstanbullular pırıl pırıl, hasarsız, ezasız otobüslerinde, ne yazık ki bizdilk evvelki periyot ihmal edildiğinden eskimiş otobüs filosunu yenilemiş olurdu” dedi.
“ÇARESİZ Mİ KALDIK; HAYIR”
“Çaresiz mi kaldık; hayır” diyen İmamoğlu, “Bu sefer kendi öz imkanlarımızla, 7 yıla bölünmüş taksitlerle pazarlığını yaparak birebir vakitte en âlâ fiyatları aldığımıza emin olduğumuz bir çalışmayla, 160 yeni aracı filomuza daima bir arada kattık. Artta gördüğünüz iki marka, bu ülkenin iki yerli markasıdır. Güzel uğurlu olsun” diye konuştu. Hollanda’dan ithal edilen ve kullanılamayan otobüslerin adedinin 23 milyon TL olduğunu bir dahaleyen İmamoğlu, kendilerinin alımını yaptıkları araçların ise adedinin 7,5 milyon TL olduğunu aktardı. Araçları teslim almadan 1 yıl boyunca deneyimlediklerini belirten İmamoğlu, araçların teknik kapasiteleriyle ilgili bilgiler paylaştı. Trafik akışının aksisi tarafında hareket eden metrobüs sistemini de vakit ortasında yenileyeceklerinin altını çizen İmamoğlu, “Ters taraftan çalıştığında, fazlaca önemli kaza riskini barındırdığını biliyoruz metrobüslerin. Yeni jenerasyon metrobüs araçlarımızla, vakit içerisinde karşıt istikamet istikamet çalışmasına da son vereceğiz. Bu sayede bu riski ortadan kaldıracağız” sözlerini kullandı.
ÇALIŞANLAR İETT BÜNYESİNE ALINDI
Sosyal demokrat belediyecilik anlayışı doğrultusunda, İETT çalışanları lehine ilgili yeni düzenlemeler yapacaklarına dikkat çeken İmamoğlu, şu ayrıntıları paylaştı: “Bugün Kurtköy Garajı’nda bulunan ‘İşlettirme Projesi Modeli’ne son veriyoruz. Nedir bu işlettirme projesi? 2018 yılında eski idare, İstanbul’un dört garajında işletme haklarını kimi firmalara veriyor. Yani otobüsleri işleten, işçiye maaş veren, araçların bakımını yapan tıpkı firma oluyor. Bu modelin ne yazık ki hakkaniyetli ve verimli bir model olmadığı göründü. Otobüslerin bakımlarından tutun da işçi çizgilerine kadar, bir epeyce hususta aksaklıklar yaşandı. Burada şu biçimde bir sorun da var: İETT aracı var. Yan yana geçişiyorlar. Otobüs sürücüleri birbirine selam veriyor, korna çalıyor. Fakat ortasından diyor ki; ‘Aynı işi yapıyoruz lakin ortamızda dağlar kadar fark var.’ Bu, hakkaniyetli bir durum değil. Bu ülkede bu ülkede taşeron personel kavramına en büyük bayrağı açıp, çaba verenin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu hiç bir vakit unutmayın. Ve o tarihten itibaren buradan geri adım atıp, bugünün iktidarı birtakım değişimleri yapmış olsa da hala hak edilen düzeye gelmediğini sizler biliyorsunuz. aslına bakarsan yaşayan insanlarsınız. Sizler, birebir haklara kavuşacaksınız. Biz, bütün ortamlarda bunu var etmek istiyoruz. Bu ülkede işçi, alın teri döken insanların haklarının korunduğu, bir envanterde eşit bir halde haklarını aldığı gün, bu milletin refahı ortasında olması mümkündür.”
“ÜLKEDEKİ BUGÜNÜN YÖNETİCİ AKLINI DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”
Yaşanan süreci bir zincirin halkalarına benzeten İmamoğlu, “Kimsenin elinde sihirli değnek yok. Yani ne manada söylüyorum? Biz, kendi kapsamımızda bu tıp değişiklikleri yaparak, idare anlayışımızın, idare kültürümüzün, idare ahlakımızın örneklerini sunabiliriz ancak, mesela Büyükşehir Belediyesi’ndeki bütün sıkıntıları, elimizdeki sihirli değnekle de çözemeyiz. Zincirin halkaları üzeredir bu. Evet, sizi çözebiliyoruz. Öbür o bütüncül problemleri çözemiyoruz. niçini ne? Zira iktisat berbat. bu biçimde iktisadın de uygun olması lazım. Zira, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, eşitsizlikler, yalnızca İBB’nin kendi alanında çözebileceği bir husus değil. 360 derece bütün ülkede çözebilmesi gereken bir sorundur. Zira gelir adaletsizliği var. ötürüsıyla sorunun temeli, iktisatla ilgili meseleler ve sorunlar. İş gücünün hakkını alamaması üzere problemler ve temelinde yatan süreçlerin mesulü, ülkeyi yöneten akıldır. Yani tümden bir değişim bekliyorsak, ülkedeki bugünün yönetici aklını değiştirmek zorundayız. Bunun öteki bir yolu yok” dedi.
“ÜLKENİN EN BÜYÜK SORUNU, ÜLKEYİ YÖNETEN BİR KISIM İNSANLARI KUTSALLAŞTIRMA GAYRETİ”
Ülkenin sahip olduğu kaynakların Türkiye’de 86, İstanbul’da da 16 milyona ilişkin olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Yöneticilerin görevinin, size ilişkin olan nimetleri, size adil bir halde dağıtmakla mesul beşerler olduğunu da unutmayın. Bugün bu yaptığımız iş, size lütuf değil. Ekrem İmamoğlu’nun size sağladığı bir çıkar değil. Ekrem İmamoğlu’nun sorumluluğunu, grup arkadaşlarıyla birlikte yeterli yaparak, gerçek yaparak, âlâ iş yapan, gerçek iş yapan, adaletli iş yapan, yönetici olma biçimidir. Yani ben aslında görevimi yerine getiriyorum. O bakımdan her yerde söylemiş oldum, burada da söyleyeceğim: Ülkenin en büyük sorunu, ülkeyi yöneten bir kısım insanları kutsallaştırma uğraşı. Biz insanız ha; unutmayın. Sizin üzereyiz. İnsanız ve bir ortada bu ülkeyi yönetme ve bu kenti yönetme uğraşını ortaya koymak zorundayız” diye konuştu.
“SİZLER, İSTANBULLULARI HİÇ OLMADIĞINDAN DAHA FAZLA MEMNUN ETMEK ZORUNDASINIZ”
“Peki biz ne yapıyoruz” diyen İmamoğlu, yeni düzenlemeyle takıma aldıkları çalışanların kavuşacakları hakları şöyleki sıraladı: “Sizi, bu eşitsiz ortamdan eşit ortama kavuşturuyoruz. Sürücülerimiz, yılda 4 ikramiye alacak. Haftalık çalışma saatleri, 45’ten 40 saate düşecek. Yemek fiyatları olacak. Yıllık müsaade günü sayıları, 14’ten 22 güne çıkacak. 8 gün toplumsal müsaade hakları olacak. Toplumsal yardım paketi, tahsil yardımı, Ramazan yardımı üzere yardımlardan yararlanacaklar. PGS muvaffakiyet puanı mükafatı, hasarsızlık primi, direksiyon primi, vardiya primi üzere motivasyon kaynakları olacak. Evet ortamıza, ailemize katılanlar bu haklardan faydalanacaklar. Zira bizim için 16 milyonun her bir ferdinin sıhhati, memnunluğu, uygun kurallarda yaşaması farklı bir kıymet taşıyor. Ortamıza, ailemize katılanlar, pahalı dostlar bu haklarımızdan faydalanmış olacaksınız. Zira bizim için, 16 milyon insanımızın her ferdinin sıhhati, memnunluğu, yeterli kaidelerde yaşaması farklı bir değer kazanıyor. Bu yüzden size sağladığımız bu imkanların tek bir niçini var: Sizler, İstanbulluları hiç olmadığından daha fazla keyifli etmek zorundasınız. Bu mevzuda anlaştık mı?”
ÇALIŞANLARA “GÜLER YÜZLÜ HİZMET” UYARISI
Çalışma arkadaşlarına, İstanbullulara güler yüzlü hizmet vermeleri tarafında ikazda bulunan İmamoğlu, “Gülümseyen, insanına hürmet duyan, insanına yeterli davranan, yol gösteren birer Büyükşehir Belediyesi elçisi olacaksınız” dedi. Kendilerinin da birebir anlayışla İstanbul’a hizmet etme çabasında olduklarının altını çizen İmamoğlu, “Aynı anda şu anda yer altında 10 hatta birden metro üretiyoruz. Yeşil alanlar yapıyoruz, parklar yapıyoruz. Katı atıktan güç üreten, Avrupa’nın en büyük tesisini açtık. Yenileri için projelerimizi toparladık, ÇED sürecini yürütüyoruz. Toplumsal yardım bütçemizle, tam 1,5 milyon hanemize, İstanbul’da bu sıkıntı günlerinde katkı sunuyoruz. kimi vakit öğrencisine burs veriyoruz. kimi vakit konutuna süt dağıtıyoruz. 200 bin çocuğumuza süt dağıtıyoruz. 3 yılda, 25 yıldır atılmayan bir fazlaca projeyi kazandırıyoruz. Bizi eleştiren ya da bizimle kimi platformlarda konuşan, bugünkü İstanbul’un muhalefeti, yarının Türkiye’de muhalefeti olacak olan arkadaşlar çıkıyorlar, bizim de bilgilerini yarıştırırken 25 yılla kıyaslıyorlar. Yani bizim 3 yılda yaptıklarımızı, 25 yılla kıyaslıyorlar. Natürel buna şaşırıp yanıt vermiyoruz. Tam tersine keyifli oluyorum. 3 yılda 25 yılı kıyaslayan bu arkadaşlara ben diyorum ki; ‘5 yıl bittiğinde ya da iki periyot bir İstanbul hizmet sürecinde, inanın ne diyeceklerini şaşıracaklar. Fakat şunu yapacaklar: Büyük kısmı gelip bize oy verecekler, nazaranceksiniz” sözlerini kullandı.
“YATSIYA AZ KALDI”
İstanbul’u yatırımlarla güçlendirip, güzelleştirdiklerini belirten İmamoğlu, İETT’ye geçiş yapan sürücülere şu sözlerle seslendi: “Allah size kazasız belasız, ezasız seyahatler nasip etsin. Daha çağdaş yeni araçlarımızla, daha memnun çalışanlarıyla, İstanbul’a yakışan bir toplu ulaşım hizmetlerini hemşehrilerimizle buluşturmaya devam ediyoruz. Her biriniz hizmetinizi, işinizi yeterli yapın. Bakın geçmiş senelerdan daha az arıza yapılmasına karşın, her arızayı kendi sistemlerini ve medyalarını kullanarak, sizi millete şikayet ediyorlar. Haksızlık yapıyorlar. Sayılar muhakkak, sayılar muhakkak. Sizin kurumunuzu, bizim kurumumuzu kötülüyorlar. Bunlar bir avuç insan. Bu, 150 yıllık bir kurum. Güçleri yetmez bunu kötülemeye. Fakat bunu yapıyorlar. Kısa kısa bu biçimde karalamalar yapıyorlar. Doğal ki yalancının mumu nereye kadar yanar? Yatsıya kadar. Yatsıya az kaldı. Onun için sizden isteğimiz; bütün arkadaşlar, işinizi âlâ yapacaksınız. Daima birlikte milletimize yeterli hizmet yapacağız. Ben de orta ara otobüslerinize bineceğim. Orta ara garajlarınıza geleceğim. Sizlerle sohbet edeceğim. Aman, benim hoş İstanbullu hemşehrilerim sizlere emanet. Çocuklarımızı kollayın, koruyun. Hanımefendilere özel ilgi göstereceksiniz. Durakların haricinde durma konusunda sonucumız var kimi vakit gece saatlerinde biliyorsunuz. ötürüsıyla bu ülkede yaşayan herkesin can güvenliği, mal güvenliği otobüslerinizde size emanet. Yolunuz açık olsun.”
MUHARREM AYI BİLDİRİSİ
Konuşmasının sonunda kutsal Muharrem ayına girdiğimizi hatırlatan İmamoğlu, “Bugün başlayan Muharrem ayının İslam alemine mübarek olmasını, tüm insanlığa huzur ve memnunluk getirmesini, birlik, birliktelik getirmesini, hepimizin bir ortada ne kadar hoş bir millet olduğumuzu bize hissettirmesini diliyorum. Acılarımızdan ders çıkaran, ileriye, geleceğe dönük, barışa, huzura, beraberliğe hizmet eden beşerler olmamızı diliyorum” sözlerini kullandı. Konuşmaların akabinde İETT bünyesine katılan sürücülerle anı fotoğrafı çektiren İmamoğlu, mesai arkadaşlarının sevgi tezahüratlarıyla karşılaştı.
İHALE VE ALIM SÜRECİ
İBB’nin bağlı kuruluşlarından İETT’nin metrobüs çizgisinde bakılırsav yapan 670 aracın yaş ortalaması 10’a yükseldi. Ağır şikayetlere niye olan metrobüsleri yenilemek için 300 araç almak üzere, 90 milyon Euro’luk dış krediye Cumhurbaşkanlığı’ndan aylarca onay çıkmayınca, İETT öz kaynakları ile otobüs almak için harekete geçti. 5 Ağustos 2021 tarihinde düzenlenen ve canlı yayınlanan ihalenin kararında, 21 metre uzunluğunda 100 otobüs için Otokar firmasının teklifi, 25 metrelik 60 otobüs için de Akia firmasının teklifleri uygun görüldü. 21 metre uzunluğundaki Otokar otobüsler, 200 yolcu kapasiteli. Mevcutta kullanılan araçlar, 18,5 metre ve 185 yolcu tıpkı anda seyahat yapabiliyor. 25 metre uzunluğundaki 60 Akia otobüs de 280 yolcu kapasiteli. Mevcutta kullanılan otobüsler de 26 metre lakin 225 yolcu taşıyabiliyor.
TESLİMAT NİSANDA BAŞLADI, EYLÜLDE TAMAMLANACAK
Yüzde 15’i peşin, kalanı 72 ay vade ile alınan otobüslerin teslimatları, 12 Nisan 2022’de 30 yeni metrobüs, İstanbulluların hizmetine sunulmasıyla başlamıştı. Bugün düzenlenen merasimle, 100 yeni araç daha metrobüs sınırında sahne almaya başlayacak. Kalan 30 yeni metrobüs ise, önümüzdeki eylül ayında İstanbullularla buluşacak. Yeni metrobüs alımlarıyla; yerli üretim olan araçlarla ulusal endüstriye takviye sağlandı. 11,5 olan metrobüs filo yaşı 8,5’ a indirildi. Mevcut filoda, aracın yaşına bağlı olarak oluşan arızaların sınırı olumsuz etkilemesi durumu azalacak. Dışa açılır metro tipi kayar kapılar yardımıyla, yolcu sirkülasyon kolaylığı sağlanacak. Yüksek yolcu kapasitesi yardımıyla, toplam kapasite yüzde 10 artacak, tek seferde taşınan yolcu sayısı daha fazla olacak, duraklarda bekleme müddetleri azaltılacak. Yüksek klima gücü kapasitesi yardımıyla, konforlu seyahat sağlanacak. Taşınan yolcu başına ünite yakıt tüketimi, mevcut araçlara nazaran daha düşük olacak. Araç yolcu doluluk oranı tespit sistemiyle, araç tabelasından araç doluluğunun yolcuya gösterimi sağlanacak.