BURSA (İGFA) – Bursa’nın İnegöl Belediyesi, Aile hayatı Güzelleştirme Derneği (AHİD) ve Muş İlder iş birliğinde düzenlediği seminerler kapsamında cuma akşamı Psikohekim-Yazar Abdulaziz Yılmaz’ı konuk etti. Sani Konukoğlu Konferans Slaonunda gerçekleştirilen “Gençliğin Geleceği ve Aile” temalı seminerde, ailenin değeri ile birlikte ergenlerde bilhassa kimlik oluşumu ve cinsel kimlik bahislerinde bilgilendirmeler yapıldı. Abdulaziz Yılmaz, batının yıllardır olağanlaştırma çabası gösterdiği olağandışı hususlarla aile kurumunun temellerinin sallandığını tabir ederek hem gençleri tıpkı vakitte aileleri dikkatli olmaları konusunda uyardı.
3 METOTLA İSLAM’I BİTİRMEK İSTİYORLAR
Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, açılış konuşmasını AHİD Lideri Naci Köseoğlu yaptı. Batının İslam’ı bitirmek için 3 metot uyguladığına dikkat çeken Köseoğlu, “Önce eğitimi bitirdiler. daha sonra alimlerimizi değersizleştirdiler. Artık de aileyi yıkıyorlar. İşte bu üç metotla bizi özümüzden koparmak istiyorlar. Anadolu bayanı üzerinde o denli oyunlar oynanıyor ki. bayanı süslü sözlerle kocalarına karşı ayaklandırıyorlar. Bayana sen hürün, kimseye itaat etmek zorunda değilsin diyerek feminizmi uyandırarak aileyi yıkmak istiyorlar. Biz de bu biçimde konferanslarda bir nebze de olsa ailelerimizi korumak istiyoruz” dedi.
“TOPLUMSAL VE DİNİ KIYMETLERİMİZ YIKILDI, ELİMİZDE YALNIZCA AİLE KALDI”
Açılış konuşmasının akabinde seminerin konuğu Psikohekim-Yazar Abdulaziz Yılmaz kürsüye çıktı. Koruyucumuz olan toplumsal bedellerin maalesef yıkıldığını söz eden Yılmaz, “Toplumsal kıymetlerimiz, bizleri koruyan surlarımızdı. İşte bu surlar, toplumsal bedeller tahrip edilerek yıkıldı. Muhafazasız kaldık. Dini kıymetlerimiz de helal haram diye bir çizgiyle ayrılıyor ve bizi koruyordu. Üzülerek söz etmeliyim ki dini kıymetlerimizin de artık bir değeri kalmadı. İkinci surlar da bu biçimdece yıkılmış oldu. Geriye yalnızca aile kaldı. Onun için son kalemiz aile diyoruz. Bu surlar da yıkılırsa, elimizde artık medeniyet namına hiç bir şey kalmayacak. Lakin aileyi güçlendirirsek, yıkılan surları da geri kazanmış olacağız. Bu akşam da bunu nasıl yapacağımızı konuşacağız” dedi.
AİLEYİ YIKMAK İÇİN OYNANAN OYUNLAR
“Aileyi sağlam tutarsak, asla kaybeden biz olmayacağız” kelamlarıyla konuşmasını sürdüren Yılmaz, şöyleki devam etti: “Bir sorunu neden yaşadığımızı bilmezsek nasıl çözeceğimizle ilgili de bir yol haritası oluşturamayız. Biz niye gençlerimizin cinsel kimlik kayması problemiyle karşı karşıyayız. Evvel buna bakmalıyız. 1970 öncesi bu durum bir ruhsal sorun olarak görülürken, 1970’ten daha sonra kitaplardan hastalık olarak tabir edilmekten çıkarıldı. vakit içinde olağanlaştırmaya başladılar. Bunların hepsi planlı ve programlı işler. Bugünümüze baktığımızda evlilikler gecikmeye başladı. Artık evliliklerin 30’dan 40’lı yaşlara kaydığını nazaranbiliyoruz. Evlilikler eleştirilmeye başladı. Aile kurumunun temelleri sarsılmaya başladı. Boşanmak muvaffakiyet olarak gösterilmeye başladı. Kutsal olan aile değil birey diyerek bayanları kocalarından uzaklaştırmaya başladılar. Evvel sen memnun ol, diyerek aile bireyin ardına atılmaya başlandı. Evlilik öncesi bağ olağanlaşmaya başladı. Babalık ailede bedel bakılırsan şahısken, bugün kıymetsiz hale getirildi. Çocuk sayısı düştü. Bunların hepsi aileyi yıkmak için.”
KİMLİK OLUŞUMUNDA BABANIN ROLÜ DAHA BÜYÜK
Konuşmasında gençlerin kimlik oluşumu ve cinsel kimlik kayması mevzularına da değinen ve bu noktada anne babalara büyük iş düştüğünü söz eden Yılmaz, “Çocuklarda 0-2 yaş epeyce değerli. Bu yaş içinde yapılan yanlış bir davranış büyüdüğünde çocukta büyük bir yanlışa sebep olabilir. 0-2 yaş aralığında anne hayli değerli. 2-6 yaş aralığında da babanın devreye girmesi gereken devir. Babanın bu süreçte çocukla olmamasında büyük meseleler oluşuyor. Anne, çocuk olduğunda en az 2 sene çalışmamalı. 0-2 yaş içinde temeli anne atıyor. Pekala baba ne yapacak? Çocuklarımızın karakterli olmasını istiyorsak, ben erkek mi kız mı olarak devam etmeliyim kuşkusunu yaşamalarını istemiyorsak, babayı kesinlikle devreye sokmalıyız. Cinsel kimlik karmaşasında en kıymetli sebep erkekte yanlışsız rol model olamaması. Ya da berbat bir rol modelin var oluşu. Bu sebeple babalar mesuliyetlerinin farkına varmalılar” açıklamalarında bulundu.
Seminer sonunda İnegöl Belediye Lider Yardımcısı Emin Dündar’da sahneye davet edildi. Kısa bir selamlama konuşması yapan Dündar, gecenin konuğu Psikohekim-Yazar Abdulaziz Yılmaz’a da ikram takdimi gerçekleştirdi. Seminer sonunda Abdulaziz Yılmaz, hayranları için kitaplarını da imzaladı.
3 METOTLA İSLAM’I BİTİRMEK İSTİYORLAR
Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, açılış konuşmasını AHİD Lideri Naci Köseoğlu yaptı. Batının İslam’ı bitirmek için 3 metot uyguladığına dikkat çeken Köseoğlu, “Önce eğitimi bitirdiler. daha sonra alimlerimizi değersizleştirdiler. Artık de aileyi yıkıyorlar. İşte bu üç metotla bizi özümüzden koparmak istiyorlar. Anadolu bayanı üzerinde o denli oyunlar oynanıyor ki. bayanı süslü sözlerle kocalarına karşı ayaklandırıyorlar. Bayana sen hürün, kimseye itaat etmek zorunda değilsin diyerek feminizmi uyandırarak aileyi yıkmak istiyorlar. Biz de bu biçimde konferanslarda bir nebze de olsa ailelerimizi korumak istiyoruz” dedi.
“TOPLUMSAL VE DİNİ KIYMETLERİMİZ YIKILDI, ELİMİZDE YALNIZCA AİLE KALDI”
Açılış konuşmasının akabinde seminerin konuğu Psikohekim-Yazar Abdulaziz Yılmaz kürsüye çıktı. Koruyucumuz olan toplumsal bedellerin maalesef yıkıldığını söz eden Yılmaz, “Toplumsal kıymetlerimiz, bizleri koruyan surlarımızdı. İşte bu surlar, toplumsal bedeller tahrip edilerek yıkıldı. Muhafazasız kaldık. Dini kıymetlerimiz de helal haram diye bir çizgiyle ayrılıyor ve bizi koruyordu. Üzülerek söz etmeliyim ki dini kıymetlerimizin de artık bir değeri kalmadı. İkinci surlar da bu biçimdece yıkılmış oldu. Geriye yalnızca aile kaldı. Onun için son kalemiz aile diyoruz. Bu surlar da yıkılırsa, elimizde artık medeniyet namına hiç bir şey kalmayacak. Lakin aileyi güçlendirirsek, yıkılan surları da geri kazanmış olacağız. Bu akşam da bunu nasıl yapacağımızı konuşacağız” dedi.
AİLEYİ YIKMAK İÇİN OYNANAN OYUNLAR
“Aileyi sağlam tutarsak, asla kaybeden biz olmayacağız” kelamlarıyla konuşmasını sürdüren Yılmaz, şöyleki devam etti: “Bir sorunu neden yaşadığımızı bilmezsek nasıl çözeceğimizle ilgili de bir yol haritası oluşturamayız. Biz niye gençlerimizin cinsel kimlik kayması problemiyle karşı karşıyayız. Evvel buna bakmalıyız. 1970 öncesi bu durum bir ruhsal sorun olarak görülürken, 1970’ten daha sonra kitaplardan hastalık olarak tabir edilmekten çıkarıldı. vakit içinde olağanlaştırmaya başladılar. Bunların hepsi planlı ve programlı işler. Bugünümüze baktığımızda evlilikler gecikmeye başladı. Artık evliliklerin 30’dan 40’lı yaşlara kaydığını nazaranbiliyoruz. Evlilikler eleştirilmeye başladı. Aile kurumunun temelleri sarsılmaya başladı. Boşanmak muvaffakiyet olarak gösterilmeye başladı. Kutsal olan aile değil birey diyerek bayanları kocalarından uzaklaştırmaya başladılar. Evvel sen memnun ol, diyerek aile bireyin ardına atılmaya başlandı. Evlilik öncesi bağ olağanlaşmaya başladı. Babalık ailede bedel bakılırsan şahısken, bugün kıymetsiz hale getirildi. Çocuk sayısı düştü. Bunların hepsi aileyi yıkmak için.”
KİMLİK OLUŞUMUNDA BABANIN ROLÜ DAHA BÜYÜK
Konuşmasında gençlerin kimlik oluşumu ve cinsel kimlik kayması mevzularına da değinen ve bu noktada anne babalara büyük iş düştüğünü söz eden Yılmaz, “Çocuklarda 0-2 yaş epeyce değerli. Bu yaş içinde yapılan yanlış bir davranış büyüdüğünde çocukta büyük bir yanlışa sebep olabilir. 0-2 yaş aralığında anne hayli değerli. 2-6 yaş aralığında da babanın devreye girmesi gereken devir. Babanın bu süreçte çocukla olmamasında büyük meseleler oluşuyor. Anne, çocuk olduğunda en az 2 sene çalışmamalı. 0-2 yaş içinde temeli anne atıyor. Pekala baba ne yapacak? Çocuklarımızın karakterli olmasını istiyorsak, ben erkek mi kız mı olarak devam etmeliyim kuşkusunu yaşamalarını istemiyorsak, babayı kesinlikle devreye sokmalıyız. Cinsel kimlik karmaşasında en kıymetli sebep erkekte yanlışsız rol model olamaması. Ya da berbat bir rol modelin var oluşu. Bu sebeple babalar mesuliyetlerinin farkına varmalılar” açıklamalarında bulundu.
Seminer sonunda İnegöl Belediye Lider Yardımcısı Emin Dündar’da sahneye davet edildi. Kısa bir selamlama konuşması yapan Dündar, gecenin konuğu Psikohekim-Yazar Abdulaziz Yılmaz’a da ikram takdimi gerçekleştirdi. Seminer sonunda Abdulaziz Yılmaz, hayranları için kitaplarını da imzaladı.