Asosyal Kime Denir ?

Aylin

New member
Asosyal Kime Denir? Çekingen Misafirperverlik ve Sosyal Çıkmazlar

Asosyal olmak, her zaman kötü bir şey midir? Yoksa sosyal hayattan uzak durmak, bazen bir strateji ve içsel huzur arayışı mıdır? Bu yazıda, asosyal olmak ve bu terimi “sosyalleşme çılgınlığı”na bulaşmadan anlamak üzerine eğlenceli bir keşfe çıkıyoruz. Hazır mısınız? O zaman başlayalım!

Aslında, sosyalleşmeye takıntılı olmanın da sınırları vardır, değil mi? Bazı insanlar "sosyallik" kavramını tam anlamıyla bir görev gibi görüp her davete katılır, her arkadaş grubuyla yemek yer, her sosyal medya platformunda varlık gösterir. Bir noktadan sonra, sosyal etkinlikler, eğlenceden çok, adeta bir maratona dönüşür. İşte burada devreye bir soru giriyor: Sosyal olmanın gerekliliği üzerine fazla baskı kurduğumuzda, “asosyal” olmak aslında bir “ihtiyaç” haline gelir mi?

Asosyal Olmak Ne Demek?

Sosyalleşme, hepimizin hayatının önemli bir parçası; ancak bu durumun herkes için aynı şekilde işlemediğini kabul edelim. Asosyal olmak, genellikle yalnızlık arayan ve sosyal aktivitelerden kaçınan kişiler için kullanılan bir terimdir. Ama bu tanım aslında her zaman tam anlamıyla doğru mudur? Birine "asosyal" dediğinizde, aklınıza hemen sosyal becerilerden yoksun ya da dışa kapalı biri geliyor olabilir. Ama belki de o kişi sadece "taktikleri farklı" bir stratejisttir!

Birinin asosyal olarak tanımlanması, genellikle bu kişinin sosyal ortamda düşük profille yer almasıyla ilişkilendirilir. Ancak bazen insanlar, sosyal olmayı abartılı, yorucu ve gereksiz bir şey olarak görebilir. Mesela, bir toplantıdan sonra eve gelip "Ah, biraz yalnız kalmalıyım" diyen o insan, belki de yalnızlıkla barışık, sosyal baskılara kulak asmayan biri olabilir.

Erkeklerin Sosyal Çıkmazda Stratejik Duruşu

Erkeklerin asosyal olmaları genellikle daha "stratejik" bir yaklaşım gibi görülebilir. Kimi zaman, bir erkek için tüm gününü sosyal medya paylaşımları yaparak geçirmemek veya her hafta sonu partiye gitmemek, kendi kişisel alanını koruma adına oldukça bilinçli bir tercih olabilir. Çünkü her ortamda “sosyal olmanın” karşılığında bazı şeyler feda edilebilir. Örneğin, pazartesi günü işe gitmek zorunda olan biri, pazar günü dinlenmeye karar verdiğinde, sosyal buluşmalara katılmamak gayet mantıklı bir davranış olabilir.

Burada bir soruya takılabiliriz: Erkekler neden sosyal aktivitelerden bu kadar kaçınır? Çünkü, belki de erkekler, bazı durumlarda sosyal faaliyetleri yalnızca "gerekli" gördüklerinde tercih ederler. Kendisini daha çok işine ve kariyerine odaklanmış bir birey olarak tanımlayan erkekler, çoğu zaman sosyal hayatı gereksiz bir yorgunluk kaynağı olarak görebilir. Bu, onların asosyal olduğu anlamına gelmez; sadece sosyal etkileşimin anlamını farklı bir şekilde değerlendirmeleridir.

Kadınların Sosyal Hayatta Empatik ve İlişki Odaklı Yaklaşımları

Kadınlar genellikle sosyal ilişkilerde daha empatik ve ilişki odaklıdırlar. Bu, onların bir sosyal ortamda daha fazla yer almayı tercih etmelerine yol açar. Ancak kadınlar da bazen yalnız kalma ihtiyacı hissedebilir. Ancak bu, genellikle "daha çok sosyalleşmeleri gerektiği" fikrine bir itiraz olarak algılanır. Kadınların bazen "asosyal" olarak görülmeleri, bu sosyal normlara karşı koymalarından kaynaklanıyor olabilir.

Kadınların sosyal yaşamda “fazla sosyal” olmamaları, çoğu zaman içsel bir dengeyi arayışıdır. Yani, yalnız kalmayı tercih eden bir kadın, arkadaşlarının ve ailesinin beklentilerini karşılamak için çaba harcarken, aynı zamanda kendi içsel huzurunu da bulmak ister. Aslında bu durum, çoğu zaman bir ilişki odaklı yaklaşımın doğal bir sonucu olabilir. Kadınlar, insanların ruh hallerini okuma ve empati kurma konusunda uzmanlaşmış bireylerdir; dolayısıyla bazen bu empatik gücün fazla yük getirdiğini fark edip, kendi kişisel alanlarına çekilme gereksinimi duyarlar.

Asosyal Olmanın Farklı Yüzleri: Ya Gerçekten “Asosyal” Olmak Zorundayız?

Gerçek şu ki, sosyalleşme kavramı oldukça geniş bir spektrumda yer alıyor ve kimse tam anlamıyla "asosyal" olmak zorunda değil. Çünkü bir kişinin “sosyal olmayan” bir durumu, bazen toplumun ve bireylerin ona yüklediği anlamlardan çok daha fazlasını ifade edebilir. Kimileri, yalnızca kendi düşünce dünyasında derinleşmek için yalnız kalmayı tercih ederken, kimileri de fazla sosyal aktivitenin getirdiği yorgunluğu bastırmak için zaman zaman geri çekilmek isteyebilir.

Herkesin sosyal ilişkilerdeki yaklaşımı farklıdır ve kimseyi “asosyal” ya da “sosyal” olarak yargılamak, oldukça dar bir perspektife sahip olmak anlamına gelir. Kimi insanlar, kalabalık ortamlar yerine birkaç kişiyle derin sohbetler yapmayı tercih ederler. Hangi tür sosyal etkileşimlerin bizi mutlu edeceği ise tamamen kişisel bir tercihtir.

Sonuç: Asosyal Olmak, Kişisel Bir Tercih mi, Sosyal Bir İhtiyaç mı?

Asosyal olmak, her zaman kötü bir şey olmak zorunda değildir. Bazen, insanın tek ihtiyacı biraz yalnızlık ve huzurdur. Belki de gerçek "asosyal" olmak, bir kişiyi tamamen yargılamaktan çok, o kişinin kendi içsel ihtiyaçlarını ve sınırlarını tanımasıdır.

Peki, siz asosyal olduğunuzu düşündüğünüzde gerçekten ne anlıyorsunuz? Bir dakika, belki de asosyal olan biz değiliz, yalnızca herkesin “sosyal” olmaya çalışmasının gereksiz olduğu bir dünyada yaşamaya çalışıyoruz. Sizce de sosyal olmanın mutlaka bir zorunluluk olması gerekmiyor, değil mi?
 
Üst