İstanbul Havalimanı lounge'a kimler girebilir ?

Aylin

New member
İstanbul Havalimanı Lounge’a Kimler Girebilir? Ayrıcalık, Eşitlik ve Empati Üzerine Bir Forum Düşüncesi

Herkese merhaba,

Bugün biraz farklı bir konuyu birlikte düşünelim istiyorum. İstanbul Havalimanı’ndaki lounge alanlarına kimlerin girebildiğini hepimiz az çok biliyoruz; genelde “business class” bilet sahipleri, belirli kredi kartı kullanıcıları veya sadakat programı üyeleri. Ancak bu basit görünen erişim kuralının, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet açısından düşündüğümüzde ne kadar derin anlamlar taşıdığını hiç fark ettik mi?

Bu yazıyı sadece bir “ayrıcalık tartışması” olarak değil, toplumun görünmez eşitsizliklerinin havalimanı kapılarında bile nasıl yeniden üretildiğini konuşmak için açıyorum. Gelin birlikte biraz durup düşünelim: Lounge kapılarının ardında kimler var, kimler dışarıda kalıyor?

---

Lounge: Konforun Simgesi mi, Ayrıcalığın Duvarı mı?

Lounge’lar modern yolculuğun konfor alanları. Sakin bir ortam, ücretsiz yiyecekler, sessizlik, hızlı internet… Fakat bu rahatlık, ekonomik gücü olanların erişebildiği bir “mikro dünya”. Sosyoekonomik eşitsizlik burada somutlaşıyor; aynı uçağa binecek iki kişi arasında bile görünmez bir sınır çiziliyor.

Bu sınır sadece parayla çizilmiyor aslında. Cinsiyet, yaş, meslek ve hatta dış görünüş bile kimin o alanda “doğal” kabul edildiğini etkiliyor. Örneğin, iş seyahati yapan kadınların lounge alanlarında bazen “eşlikçi” sanılması ya da erkeklerin “iş adamı” kimliğiyle daha görünür olması, toplumsal rollerin ne kadar derin işlendiğini gösteriyor.

Lounge, bir yandan modernliğin vitriniyken diğer yandan sistematik eşitsizliklerin sessiz bir aynası. Oraya giremeyenler, sadece fiziksel olarak değil, sembolik olarak da dışarıda kalıyor.

---

Kadınların Empati ve Görünmez Yorgunluğu

Kadınlar için seyahat genellikle çok katmanlı bir deneyimdir. Ev, çocuk, iş, bakım yükü gibi görünmeyen sorumluluklar seyahat valizlerine de sığar. Lounge kapısında oturan bir kadın, sadece dinlenmek istemiyor; biraz nefes almak, görünmez yorgunluğunu bırakmak istiyor.

Toplumsal cinsiyet rolleri burada da devrede. Kadınlar, “rahatlama” veya “hak etme” kavramlarını sorgulamadan yaşayamıyorlar. Lounge’a girebilen bir kadın için bile, oradaki sessiz konforun altında bir sorgu yatıyor: “Gerçekten burada olmaya hakkım var mı?”

Erkek egemen iş dünyasında “sık seyahat eden kadın profesyonel” figürü hâlâ normalleşmedi. Lounge’ta yalnız oturan bir kadına meraklı bakışlar, onun özel alanını yine daraltıyor. Bu yüzden kadınların lounge deneyimi, çoğu zaman sadece fiziksel değil, duygusal bir direnç eylemine dönüşüyor.

Kadınların empati yönüyle baktığımızda lounge meselesi, sadece “erişim” değil, “temsiliyet” meselesi. Kimin hikâyesi orada var, kimin sesi sessiz?

---

Erkeklerin Analitik Gücü ve Sorgulayıcı Bakışı

Erkeklerin bu konudaki yaklaşımı genellikle çözüm odaklıdır. “Kural böyleyse, buna uygun hareket ederiz” şeklinde analitik bir tutum söz konusudur. Ancak burada dikkat çekici olan, bazı erkeklerin de bu sistemin parçası olmaktan rahatsızlık duymasıdır.

Birçok erkek forumdaş, “Lounge erişimi adil mi?” sorusunu farklı açılardan değerlendirebilir:

- Gelir dağılımı ve sınıfsal ayrıcalıklar açısından mı?

- Hizmet kalitesine göre farklılaştırılmış ücretlendirme mantıklı mı?

- Yoksa bu, toplumdaki güç dengelerinin bir yansıması mı?

Erkekler, mantıksal analiz yeteneğiyle bu tür sistemleri çözümlemekte başarılıdır. Ancak toplumsal adalet açısından asıl değerli olan, bu analizin empatiyle birleştiği noktadır. Bir erkek forumdaşın şu cümleyi kurabilmesi önemlidir:

> “Ben lounge’a girebiliyorum, ama bu hakkın herkes için adil bir karşılığı var mı?”

---

Çeşitlilik, Görünürlük ve Kapsayıcılık Üzerine

Bir lounge’ta kimlerin olduğunu düşünelim: Çoğunlukla beyaz yakalılar, orta-üst gelir grubundan bireyler, çoğu zaman erkek ağırlıklı bir profil. Oysa Türkiye’nin çeşitliliği, o odalarda tam olarak yansımıyor.

Farklı etnik kökenlerden, mesleklerden, yaşlardan ya da engelli bireylerden kaç kişi lounge deneyimini yaşıyor? Havalimanı yönetimleri, erişim kriterlerini sadece ekonomik değil, sosyal kapsayıcılık ilkelerine göre şekillendirseydi nasıl olurdu?

Belki de lounge kavramı yeniden düşünülmeli.

“Her yolcunun eşit saygı gördüğü” bir alan mümkün mü?

Ya da farklı kimliklerin bir arada var olabildiği, adil erişim modelleri geliştirilebilir mi?

---

Sosyal Adalet Perspektifinden Lounge Erişimi

Sosyal adalet kavramı, fırsat eşitliğiyle başlar. Lounge erişimi ise bu eşitliğin sembolik olarak sınandığı bir alan.

- Ekonomik güç: Lounge erişimi çoğunlukla parayla satın alınabilir bir ayrıcalıktır.

- Toplumsal cinsiyet: Kadınlar bu alanlarda daha az temsil edilir.

- Kültürel sermaye: Lounge kullanımına dair bilgi, görgü ve alışkanlıklar da bir “giriş bileti” sayılabilir.

Bu tablo, sosyal adaletin sadece gelirle değil, kültürel farkındalıkla da ilişkili olduğunu gösterir. Lounge, toplumun minyatür bir kesitidir; kimlikler, sınıflar, roller burada yeniden sahnelenir.

---

Birbirimizi Dinlemek: Forumun Gücü

Bu başlığı özellikle açmak istiyorum çünkü forum dediğimiz şey, tam da bu tür meseleleri birlikte düşünmek için var. Lounge’a kimlerin girebildiğini tartışırken aslında “bizim kim olduğumuzu” konuşuyoruz.

Hepimiz farklı konumlardayız: kimimiz o koltuklarda oturduk, kimimiz kapısında bekledik, kimimiz hiç yaklaşmadık bile. Ama bu farklılıklar, bizi ayırmak yerine birbirimizi anlamaya davet edebilir.

Peki siz ne düşünüyorsunuz forumdaşlar?

- Lounge erişiminin adil olduğunu düşünüyor musunuz?

- Sizce bu sistem, toplumdaki gelir ve cinsiyet eşitsizliklerini yansıtıyor mu?

- Kadınların ve erkeklerin lounge deneyimleri sizce nasıl farklılaşıyor?

- Ve en önemlisi: Daha kapsayıcı, adil bir seyahat deneyimi nasıl mümkün olurdu?

---

Son Söz: Kapıların Ardında Kimler Var?

İstanbul Havalimanı lounge’ları, sadece yolcuların dinlendiği alanlar değil; toplumun güç ilişkilerini, görünmez eşitsizliklerini ve fırsat dengesizliklerini yansıtan aynalardır.

Kadınların empatiyle, erkeklerin analitik düşünceyle yaklaşması; farklı kimliklerin birbirini dinlemesi bu konuyu sadece bir “erişim tartışması” olmaktan çıkarır.

Belki de mesele kimin içeri girdiği değil, kimin dışarıda bırakılmadığı bir dünya kurmakta gizlidir.

Forumda bu konuyu konuşurken, hep birlikte o kapıların ardında daha adil, daha insanca bir yer hayal edelim.
 
Üst